Mütekabiliyet esasları çerçevesinde iki Rus gemisi Samsun Limanı’nda tutuklandı.

Geçen hafta da evrak eksikliği nedeniyle seferden men edilerek tutuklanan Rus gemisi ise eksik evraklarını tamamlayarak Samsun Limanı’ndan ayrıldı.

27 Eylül 1914’te Çanakkale Boğazı’nı ablukaya alan İngiliz filosu, Boğaz’dan çıkacak Osmanlı savaş gemilerine ateş açılacağını bildirmesine üzerine Boğazlar, yabancı savaş ve ticari gemilerine kapatılmıştı.

Çanakkale Savaşları’nda yedi düvelin Boğazlar’a saldırmalarının sebeplerinden birisi de Rus petrol ve buğdayının Avrupa’ya ulaşmasını sağlayabilmekti.

Çünkü Rusya’nın Karadeniz limanlarında toplam 350 bin ton taşıma kapasiteli ticaret gemileri hareketsiz kalmıştı. Boğazlar açıldığı takdirde bu gemiler Rus buğday ve petrolünü Avrupa’ya rahatlıkla taşıyacaktı. Bu nedenle İngiliz ve Fransızların Boğazlar’a saldırmalarını üstü kapalı bir şekilde Rusya tavsiye ve teşvik etmişti.

Fakat Çanakkale’yi geçemediler.

Rusya Boğazlar’da umduğunu bulamayınca Doğu Cephesi’nde Almanya ve Osmanlı ittifakını yara yara ilerleyerek Kars, Van, Muş, Hakkari, Bitlis, Erzurum, Trabzon ve hatta Trebolu’ya kadar ilerledi…

Rusya’nın bu ilerleyişini durdurmak için tarih kitaplarından okuma ihtimalinizin olmadığı bir taktik uygulamaya konuldu.

1905 yılında Rusya’da bir komünist darbe için ayağa kalkan Lenin, başarılı olamayınca İsviçre’ye kaçmış ve Bern’de bir kütüphanede Komünist stratejiler çalışıyor, ‘Uzaktan Mektuplar’ı yazıyordu.

Osmanlı gizli servisi Teşkilat-ı Mahsusa, Lenin’i çalıştığı kütüphanede ziyaret ederek; “İktidara gelmen için ne gerekiyorsa iste. Bir tek şartımız, Rusya’yı savaştan çekeceksin” diyerek ona reddedemeyeceği bir teklifte bulundu.

Lenin üç istekle anlaşmayı kabul etti;

Para, silah ve halk desteği…

Hatta o dönem Enver Paşa’ya sordular, “Lenin işbaşına gelir, savaştan çekilmezse ne yapacağız?”

Enver Paşa dedi ki: “Rus ordusu Çar’cıdır. Komünistler işbaşına geldiği zaman zaten iç harp çıkacak ve mecburen çekilmek zorunda kalacaklardır.”

Almanya üzerinden feribotla İsveç’e, tren yoluyla Rusya’ya ulaşan Lenin’e yeteri miktarda Alman markı da verildi.

Hatta bu marklar tartışma konusu olacak ve Lenin Alman ajanı olarak suçlanacaktır.

Lenin’in Doğu ve Kafkas cephesinden çekilme sözü üzerine bölgedeki bütün Türkler ve Müslümanlar Osmanlı’nın rahat bir nefes alması için ölümüne komünizme destek verdiler. Akla ilk gelen olarak Sultan Galiyev, bunların arasındaki önemli ve Türkçü bir isimdir.

Böylece bir Osmanlı projesi olarak, Müslümanların halk desteği ile Lenin ve komünizm iktidara taşınmış oldu.

Lenin’in Osmanlı’nın kendisine yaptığı bu iyilinin neticesi olarak Sovyet Rusya’nın 1. Enternasyonel’de alınan bir kararla Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara hükûmetine silah ve mühimmat desteği verdiği de bilinmektedir.

Bu anlattıklarımın tarih kitaplarında yer almadığını söyledim.

Ben bunları Mehmet Niyazi Özdemir’in, birkaç sene önce Samsun’da yaptığı bir konuşmasında dinledim.