Son aday bükücü Kılıçdaroğlu’nun alicengizlerini kılıç dahi kesemez oldu.
Tırstım yani…
Öfke ile rüzgâr soluyan burnu kokumu alır, şimşekler çaktıran gözleri es kaza beni de görür, ismimi cismimi haritadan siliverir diye.
‘Haydi, Ekrem’in başına gelenlerden bir ders çıkarmadın bre gafil’ dedim kendime, ‘Akşener’in en başından beridir, “Vallahi, billahi, tillahi aday olmayacağım” diye diye feryad-ı figanlarından da mı bir pay düşmedi hissene?
Evet, ne yazık ki düşmedi…
Ben Akşener’in ortamı yokluyor, etrafı kolaçan ediyor, masanın tozunu alıyor, nihayetinde adaylığını açıklayacağını veyahut da hiç olmazsa ‘Haydi ben aday değilim, o zaman ben olmayacaksam şu olsun’ demek, altılı ganyanı pardon altılı masayı sobelemek, elini güçlü tutmak için böyle bir manevray-i strateji geliştirdiğini öngörüyordum.
Amma Hey hat ki ne heyhat!
Kazın ayakcağızı hiç de öyle değilmiş…
Fena yanılmışım…
Ben bunu yani yanıldığımı, çok geç ama kıl payı hatadan dönebilecek bir vakitte fark ediverdim.
Hani derler ya köprüden önceki son çıkışta…
Az kalsın adaylığımı açıklayacak, buyruğunu kılıç kesmez Kılıçdaroğlu’nun öfkesinin kurbanı olacaktım az kalsın, kelleyi teslim ediverecektim az kalsın.
Peki, ben bunu ne zaman ve nasıl anladım diye sual edersiniz;
Ne Ekrem’in başına gelenlerden ve ne de Meral hanımın yalvar yakar ‘aday olmayacağım’ diye el pençe divan durmasından değil, daha dün Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın fişinin çekilerek, ipinin gerdirilip darağacında sallandırılmasıyla anladım.
Bak, bak neler söylemiş densiz;
“Millet İttifakı Allah korusun bir hata yaparsa, milletin gönlünde olmayan birini aday olarak gösterirse, işte ben o zaman duyarlı, sorumlu, devlet tecrübesi olan, milletvekilliği yapmış, belediye başkanlığı yapmış biri olarak yüz bin imzayı toplayacak gücümün olduğunu da biliyorum”
Hak etmiş başına gelmiş ve gelecekleri…
Siz zannetmeyin ki sığınmacılara insan muamelesi yapmadığı veyahut bir kadına terbiyesizce cevaplar verdiği için CHP’den ihraç edilecek.
Tas tamam, adaylık çıkışı bitirecek Tanju’yu.
Ah Tanju vah Tanju, anlayamamış Kılıçdaroğlu ile uğraşılmaz…
Her kim ‘aday olacağım’ dedi veyahut aday olmaya heveslendi veyahut adaylık turları atmaya başladı, dakkasında ayağının altına bir muz kabuğu….
Hooppp, nasıl düştü, ‘la noluyor’ diyemeden nasıl yuvarlandı da siyaset sahnesinden siliniverdi, kimsecikler anlayamadı.
Şimdi, sen söyle bana sevgili okur, ben enayi miyim?
Adam, beni bir kaşık suda boğamaz mı?
Gücü yetse Erdoğan’ın adaylığını da engellemeyecek mi?
Hatta az mı yeltendi…
“Kaçacak, gidecek, yurt dışına çıkmak için hazırlık yapıyor, paraları çuvallıyor…” demedi mi?
Neyse ki, Reis-i Cumhurumuz böyle ucuz yalanlara, kökü dışarıda kumpaslara pabuç bırakmıyor da, buyruğunu kılıç kesmez sultan Kılıçarslan, pardon Kılıçdaroğlu’nun ona güç yetiremiyor.
Ama benim etim ne budum ne?
Tırsmakta haksız mıyım?
Kazara bir üflese devrilip gidecek, ‘la noluyor’ diyemeden yıkılıp düşeceğim.
Uğraşılır mı hiç onunla?
Yok abi kalsın adaylık madaylık…