Yaklaşık 21 günlük aranın ardından sivil hayata dönüş yaptık. Mardin’in Kızıltepe ilçesi Jandarma Özel Harekât Taburu-Şehit İlker Düzova Kışlası’nda bedelli askerlik görevimizi tamamladık. 3’üncü celbin açıklandığı gün, ismimizin altında Kızıltepe çıktığında “Orası da neresi” diyerek Google’ın harita bölümünde aratmıştık. Konum noktası, İstanbul’dan kalkıp Suriye sınırının bitişiğinde bir yerlerde sabitlendiğinde “Allah’ım şaka mı bu” demiştik. Kim, niçin bedelli askerlik için bizi Suriye sınırına yollamıştı? Sonradan öğrendim ki, “Belki değişir” diyerek e-devlet sayfasını defalarca yenileyen pek çok silah arkadaşımız olmuş.

Başlangıçta böylesine olumsuz bir aromayla başlayan maceramızın sonuna geldiğimizde, bedelli askerlik için sırada olan diğer eş dosta “İnşallah siz de Kızıltepe’ye düşersiniz” diyeceğimizi hiçbirimiz bilmiyorduk elbette. Kışlaya adımımızı attığımız ilk andan itibaren herkesin bize karşı kibar olduğunu görmek, başlangıçtaki önyargımıza ilk kroşeyi vurdu. Oysaki kışlaya adımımızı atmadan 1 hafta önce birliğimizden bir asker, Dargeçit’te şehit düşmüştü. Naif ancak TSK’nın şanına yakışır şekilde bir o kadar da disiplinli uzman çavuş ordusu tarafından karşılandık. Eğitim Komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Hüseyin Göktürk’ün daha ilk sabah içtimasında “Askerde dayak ve hakaret olmaz. Haklarınızı bilin” demesiyle daha önce bilinçaltımızda yer edinmiş “Askerde çok dayak dersin” lafı da boşa çıktı. Dolaplara copla vurup kalk diye bağıran komutanlarca değil, kalkma saati olan sabah 06.00’da, koğuş nöbetçisi arkadaşımızın ışıkları açmasıyla uyanıyorduk.

Yemekler çok güzeldi. “Asker yemeği” imajından binlerce mil uzaktı. Mardin gibi denizden yüzlerce kilometre içeride bir yerde 2 defa balık çıktığını söylersek, yemekler hakkında bir fikir vermiş oluruz… Üstelik yemeği şirket değil, birlikteki askerler bizzat yapıyordu! Tatlı olarak da kadayıf, baklava veya cevizli sucuğumuz hiç eksik olmadı. Futbolda “Hocaların hocası” ifadesi, teknik direktörlerin de teknik direktörü olan Sepp Piontek için kullanılır. Biz ise manga komutanımız Jandarma Uzman Çavuş Recep Yılmaz için “Komutanların komutanı” ifadesini uygun gördük. Genelkurmay’ın yüksek mevcutlu birlikleri dikkate alarak hazırladığı eğitim programları, bizim gibi 17-18 kişiden oluşan mangalar için basite kaçıyordu. Çünkü yüzlerce kişinin anlama refleksinin bizimkinden çok yavaş işlemesi çok doğal. Programda 45 dakika olarak belirlenen bir eğitimi en geç 15-20 dakikada çözüp, geri kalan bölümde Recep Komutanımızın operasyon anılarını dinliyorduk. Askerlere niçin ağabey gibi yaklaştığını “Bizde (Doğu’da) ast üst ilişkisi (Batı’dan farklı olarak) ağabey kardeş ilişkisi gibidir. Hepimiz ölümü yüzde 50 cebimizde taşıyoruz. (Operasyona) giderken dargın ayrılmak istemeyiz çünkü sağ döneceğimizin garantisi yok” diyerek bizlere açıkladı. Zorunlu askerlik uygulaması olmasaydı, kilolarca C4 patlayıcının tuzağına düşmekten 2-3 cm ile kurtuluşunu zerre korku yaşamadan dimdik bir şekilde anlatan Recep Komutanımız ve diğer mangaların komutanları uzman çavuşlar Nofel Başıbüyük, Mustafa Akkuş ve Akif Başer ile tanışamayacaktık. Vatani görevimiz sırasında birliğimizi ziyaret eden Mardin İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yusuf Kenan Topçu’nun da dediği gibi: “Askerlik 1 gün dahi olsa askerliktir. Mehmetçik üniformasını 1 günlüğüne dahi giymek, askerlik yapmak demektir.” Gerçekten de, Türkiye gibi terör belası ile onlarca yıldır mücadele eden bir ülkede, sivil hayatın içinden çıkarak 21 günlüğüne dahi olsa askerlik paralel evreninin içine girmek, o atmosferi yaşamak, disipliniyle dünya çapında nam salan ordumuzun bir parçası olmak bizler için paha biçilemez bir deneyimdi. Hele hele terörle aktif olarak mücadele bir bölgede bu ruhu yaşamak, operasyona giden silah arkadaşlarımıza el sallayarak veda etmek ya da dönenleri alkışlarla karşılamak hayat boyu edinemeyeceğimiz deneyimlerdi. 27-28 yaşına kadar hiç spor yapmamış insanların şınav, barfiks gibi temel spor hareketleriyle tanışması, günlük rutinlerinin parçası haline getirdiklerine şahit olduk.

Sonuç olarak, bu deneyimi yaşamış biri olarak, celp sırasında bekleyen kardeşlerimize başarılar diliyor, “İnşallah Mardin/Kızıltepe Jandarma Özel Harekât (JÖH) Taburu’nda ‘Bedelli’ Özel Harekât (BÖH) olarak askerlik yaparsınız” temennimizi iletiyoruz.