Trump’ın Avrupa’ya asalak muamelesi yapması boşuna değil; çünkü savunmalarını büyük oranda ABD ve NATO’nun sırtına yıkan Avrupa ülkeleri, düşük askerî bütçeler sayesinde 80 yılda yüz milyarlarca dolar tasarruf ettiler.

Şu anda AB’nin savunma harcamaları toplam ulusal gelirin %2’si civarında. Avrupalı liderler önümüzdeki dönemde bu oranı %3,5 seviyesine çekmeyi düşünüyor. Bu, en son 1960’larda görülmüş bir oran. O günden bugüne, Avrupa’nın savunma harcamaları yarı yarıya düşmüş. Son 40 yılda, tüm AB ülkelerinin askerî personel sayısı 3,3 milyondan 1,9 milyona gerilemiş. Ordu, İngiltere’de %50, Almanya’da %60 küçülmüş.

Financial Times’ın hesabına göre Avrupa ülkeleri 1995-2023 yılları arasında da savunmaya %3,5 oranında bütçe ayırsalardı, her yıl fazladan 387 milyar dolar harcama yapacaklardı. Yani sadece 28 yıllık dönemde yıllık 387 milyar dolar daha az para harcadılar. 1960’lardan itibaren bakıldığında, Avrupa’nın tasarrufunun bugünkü değerler ile 20 trilyon dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.

Ekonomistlere göre, Avrupa’nın cebinde kalan bu para sosyal harcamalara gitti. Daha doğrusu, savunmaya ihtiyaçtan az para harcayan Avrupalılar, sosyal sistemlerine daha fazla kaynak ayırabildiler. Bu dönemde, savunma bütçesi oranı AB’nin iki katından fazla olan ABD’de sosyal güvenlik harcamaları AB’nin yarısı düzeyinde kaldı. Yani Avrupa’nın güvenliğini sırtlanan ABD, kendi vatandaşı için Avrupa’dan daha az para harcadı.

Tüm dünyada refah toplumu olarak bilinen Avrupa ülkelerinin refahının sebeplerinden biri de meğer buymuş. Savunmaya para harcamak zorunda kalmazsan sosyal devlete bol bol para kalıyormuş.

Bize gelelim….

Biz hiçbir zaman savunmamızı başka bir ülkeye verecek kadar “saf” olmadık. Bütçemizi de hep ona göre planladık. Ama 40 yıllık PKK terörü, bütçeye çok ağır bir ek yük getirdi. Terörün Türkiye’ye maliyetinin 400 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Terörle mücadele için fazladan yapılan askerî harcamaların ise en az 40-50 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Bu para, Türkiye’nin kasasında kalsa idi neler yapılabilirdi bir düşünün….

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ocak 2023’te yaptığı bir konuşmada, bu para ile aynı anda binlerce hastane, baraj, okul, kütüphane, köprü, otoyol, demiryolu, havalimanı yapılabileceğini anlatıyordu. Devlet Bahçeli’nin başlattığı “terörsüz Türkiye” sürecini bir de buradan, ekonomik açıdan okumak lazım.

Tekrar Avrupa’ya dönelim…

Kendi savunmalarını ABD’ye havale eden Avrupalıların bizdeki teröristleri özel olarak desteklemelerini de aynı parantez içinde ele alabiliriz. Avrupa’daki refah, esasen güvenliğin Batı’dan ithal edilmesi ve terörün Doğu’ya ihraç edilmesi yolu ile üretilmiş bir olgu.

Şimdi ise deyim yerindeyse deniz bitti. Bundan sonra kendi güvenlikleri için para harcamak zorundalar. Terörü ihraç etme imkânları da büyük oranda azalıyor.

Türkiye yükselirken Avrupa’yı zor günler bekliyor.