Allahsız İslam projesine hizmet edenler Allah’ın izniyle karşısında bizi bulacaklardır.
Başlığı ürpertici bulanlar, yaşadığımız çağda İslam’a gerçekleşen saldırının esas mahiyetinin ve ürperticiliğinin farkında olmayanlardır. Son günlerimiz Filistin için dua etmekle geçiyor, İsrail azgın barbarlığını gösteriyor. Kınamaktan öteye gidilmeli, Müslüman devlet yöneticileri somut adımlar atmalı. Ancak her düşman İsrail gibi aleni gerçekleştirmiyor saldırısını. İçeriden saldıran sinsi düşmanlar var. Onlarla da mücadele etmek zorundayız.
İslam toplulukları oryantalizmin ve oryantalistlerin farkında ancak yerli oryantalistlerin ne kadar farkında? Edward Said, oryantalizmi “Oryantalizm Şark ile uğraşan toplu müessesedir; yani Şark hakkında hükümlerde bulunur, Şark hakkındaki kanaatleri onayından geçirir, Şark’ı tasvir eder, tedris eder, iskân eder, yönetir; kısacası Doğu’ya hâkim olmak, onu yeniden kurmak ve onun âmiri olmak için Batı’nın bulduğu bir yoldur” şeklinde tanımlamıştı. İslam’ı yok edemeyen, İslam’ı yok edemeden de Türk’ü tarih sahnesinden silemeyeceğini anlayan Batı; Doğu’yu imar etmenin bir yolu olarak oryantalizmi seçmişti. İslam’ı yok ederek yeniden bir Doğu kuramayacak olan Batı, İslam’ı yeniden yorumlayarak yeni bir Doğu kuracaktı. Bunun için de oryantalistler yetersizdi. Kapı, içeriden kilitliydi çünkü. O yüzden hırsız hane halkından olmalıydı. Hırsız, yani yerli oryantalistler. Bir kez tasavvufla bağını koparan Anadolu, artık Batı için kolay lokma sayılabilirdi. Neticede İslam büyüğüne, Allah dostu diye anılan “büyüklere” bir kez sırt çeviren, devamında âlimlere, sahabeye, peygambere de sırt çevirebilirdi. Hadis inkârcılığı bu yüzden peyda olmuştu. İslam’ın iki ana direği: Kur’an ve Sünnet. Sünnet yok edildiğinde İslam’ın yıkılması kolaylaşacaktı. Elbette başarılı olamayacaklardı ama hadissiz bıraktıkları Müslüman onlar için kardı. Temeli yıkmak için sıra diğer bahse geliyordu. Kur’ansız İslam. Kur’an yıkıldığında geriye temel kalmayacak, İslam da yok olacaktı. İslam yok edildiğinde, Türkiye yok edilmiş demekti. Kur’an nasıl yıkılacaktı? Peygamber algısı zaten zayıflamış toplumun Allah algısını yıkarak! Oryantalist çalışmaların bu ülkede şekillenmesinde görev alan Avrupalı oryantalistlerden biri de Gustave E. von Grunebaum’dur. Grunebaum’un değerlendirmelerinde İslâm’ın modern dünyaya uyum sağlayamadığı ve değişimi reddettiği şeklindeki yargı aslî bir önem taşımaktadır. Grunebaum için Kur’an’daki fikirler Peygamber’in kendi fikirleridir. (TDV) Oryantalist Grenebaum’un “Kur’an’daki fikirler Peygamber’in kendi fikirleridir” cümlesi, yerli oryantalistler tarafından “Kur’an’daki şu ayetleri Allah demiş olamaz, Peygamberin cümlesi”, “aslında Allah’a değil, Peygamber’e inanıyoruz, Peygamber’in müminiyiz” ve “Hızır kıssası Kur’an’a sonradan eklendi” şeklinde tezahür buldu. Bu, ihanettir. Bu, fikir özgürlüğü değildir.
Felsefeyle ilgilendiğini beyan edip, İslam’a savaş açanlar, gözümüzde mürted olarak değersizdir. Saygı duyulacak tarafı yoktur yerli oryantalistlerin. Akademi kürsülerini terk edip sosyal medyadan binlerce insanın zihnini kirletmeye çalışanlar, karşılarına Allah’ı almış zavallı sapkınlardır. Arayışta olan köşesine çekilsin, şeytanın ayetlerini vahyetmeye çabalamasın. Sahilsizim diyen çakma filozofla, arayıştayım diyen mürted bozuntusu diliyle İslam’a zarar veremez ancak Batılılara umut olurlar. Allahsız İslam projesine hizmet edenler Allah’ın izniyle karşısında bizi bulacaklardır.