ABD’nin 1990’lardan beri dolaylı yollar ve gizli operasyonlarla devam eden İslam dünyasını dizayn etme çabası, 11 Eylül 2001 tarihinde stratejik ve sembolik Amerikan hedeflerine yönelik saldırılarla George W.Bush tarafından “Teröre Karşı Savaş” (War Against Terrorism) adıyla ilan edilmiş bir savaşa dönüştü. 17 Mart 2003 tarihinde uzun yıllar boyu kitle imha silahlarına sahip olmakla suçladığı Irak yönetimine 48 saat geçerliliği olan bir ültimatom veren ABD Başkanı W. Bush, 2 gün sonra da Irak işgalini başlattı.
Beyaz Saray 20 Mart 2003 tarihinde yayımladığı bildiride, 35 ülkenin işgale askeri destek verdiğini duyurdu. Aynı açıklamada ise 15 ülkenin, verdikleri destek için isimlerinin açıklanmasını istemedikleri bildirildi. ABD, “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” (Operation Iraqı Freedom) ismini verdiği askeri işgalin aynı gününde Afganistan’da da Taliban ve El Kaide’ye karşı büyük bir operasyon düzenleyerek dünyaya “teröre karşı” savaşın devam edeceği mesajı verdi. ABD savaş öncesi Irak yönetimi ile El Kaide’yi ilişkili göstermeye çalışmış ve kimyasal silahları gerekçe göstermiş, bunun gerekçelendirilmesi için bir dizi de açıklama yapmıştır.
Irak’ın işgal edilme sebepleri arasında gösterilen kitle imha silahları ve El Kaide varlığının yalan olduğu, dün Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’an geldi. “Eski ABD Başkanı George W. Bush’un 2003’te işgal etmesinden evvel, Irak’ta Kaide ve IŞİD’in olmadığını” söyleyen Beyaz Saray Sözcüsü Earnest, hem işgale gerekçe edilen “Saddam-Kaide bağlantısının yalan olduğunu” hem de “Kaide’yi Irak’a ABD’nin soktuğunu” kabul etmiş oldu. Earnest, “Irak Kaidesi ile IŞİD arasında bağlantılar olduğunu destekleyen geniş çaplı kanıtlar var. Başkan Bush’un bu ülkeye karadan konuşlanma kararından önce Irak’ta Kaide’nin bulunmadığı da bir gerçek. Bu, tarihi bir gerçek” dedi. Açıklama, Bush’un hafta sonu Yahudi bağışçılarla toplantısında, halefi Barack Obama’yı eleştirmesinin ardından geldi. Bush, Obama’nın 2011’de Irak’tan asker çekmesinin IŞİD’in önünü açtığını söyleyip “Etkin bir başkan olabilmek için dediğini yapabilmen, onları öldürmen gerekir” diye konuştu.
ZERKAVİ NASIL OLMUŞTU DA İŞGALİ ÖNCEDEN ÖNGÖRDÜ VE İRAN’DAN GİTTİ
Fakat Beyaz Saray bu açıklamaları yaparken bir başka tuhaflık da gözlerden kaçmıyordu. IŞİD’in temelini atan Zerkavi de Irak’ın işgalinden önce bu ülkeye gitmişti. Afganistan’da savaşan Zerkavi için, Kandahar’ın düşmesi ve Tora Bora’nın bombalanmasından sonra Afganistan’dan ayrılmaktan başka seçenek kalmadı. Pakistan sınırına yakın olan İran’ın Zehdan şehrinde, Herat’ta kışlası bulunan Zerkavi, iyi ilişkiler kurduğu İranlı Sünnilerin yardımıyla önce lojistik bir üs, ardından Tahran’da Afgan komutan Hikmetyar’ın çiftliğinde bir komuta merkezi kurdu. Komutanları ile burada şura meclisini toplayan Zerkavi, Irak’ın, Irak ile Amerikalılar arasında çatışmaya sahne olacağı kanaatiyle bu ülkeye yönelmek istedi; ancak Irak’a gitme kararını çok gizli tuttu. Grup üyelerinden hiçbirisi, önce Pakistan’ı, ardından İran’ı terk eden Zerkavi’nin asıl amacının Irak olacağını bilmiyordu. 2001-2002 yılları arasında Irak’a giden Zerkavi, Darkayışhan ve Sergat’ta birer üs kurdu. Batı yakadaki Nablus’tan gelen ailesini Zerka’ya yerleştirdi ve başlarına çocukluk ve gençlik arkadaşı olan Abdulhadi Daglas’ı bıraktı. Dalas’ı ayrıca Kürt Ensar El- İslam Cemaati ile düzenli ilişki kurmakla görevlendirdi. Daglas, Amerika’nın Irak’a saldırısının başladığı 2003 yılı Mart ayında ölünce Zerkavi, örgütünün ana merkezini Anbar’ın batısındaki yarımada bölgesine kaydırdı.
IRAK’TA MEZHEP SAVAŞINI BAŞLATTILAR
ABD’ye karşı direniş örgütlenmeye başlanmıştı. Bu örgütlerin en önemlileri “Ensar El İslam-Irak El Kaidesi-Irak İslam Ordusu-1920 Tugayları-Ebubekir El Sıddık Tugaylar Fatihler Ordusu-Nakşibendi Ordusu” idi. Fakat burada da bir tuhaflık vardı, Tahran’dan Irak’a geçen Zerkavi örgütünü kurarken Irak işgalini sona erdireceğini ve Şii yayılmacılığını önleyeceğini düşünüyordu. Oysa Zerkavi’ye kimse sormuyordu: “Tahran’dan geliyorsun… Irak daha işgal edilmedi ve El Kaide bile bu kadar keskin Şia savaşı yürütmüyor.” Oysa Zerkavi dediğini bir yıl sonra yaptı. Irak’ta Şiilerle savaşma tehdidinde bulunmakla kalmadı, 2003 Ağustos’unun 29’unda Necef’te İslami Devrim Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Bakır Hakîm suikastini de üstlendi.
İLK KAFA KESME GÖRÜNTÜLERİ O ZAMAN YAYINLANDI
Zerkavi, 20 Eylül 2004 tarihinde esir düşen Amerikalı Eugene Armstrong’un kafasını kesti ve görüntüsünü video olarak yayınladı. 21 Eylül 2004’te yine Amerikalı diğer bir esir, Jack Hensley, öldürüldü. Britanyalı Kenneth Bigley, 8 Ekim’de kameralar önünde duyuru okuduktan sonra boynu vuruldu. O gün boynu vurulan esirlere Guantanamo’yu çağrıştıran turuncu elbise giydirilmişti.
Olup biten oyunu daha iyi anlamanız açısından toparlarsak;
Zerkavi, 2001-2002 yılları arasında işgale uğrayacağından yola çıkarak Irak’a geldi. Tarihler 17 Mart 2003’ü gösterdiğinde ABD Başkanı George W. Bush, uzun yıllar kitle imha silahlarına sahip olmakla suçladığı Irak yönetimine 48 saatlik ültimatom verdi ve 2 gün sonra işgali başlattı.
Zerkavi tarafından 2003’te Irak’ta “Cemaat el-Tevhid vel-Cihad” örgütü kuruldu. Aynı yıl 29 Ağustos’ta Necef’te Irak’taki İslami Devrim Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Bakır Hakîm suikasti oldu ve Zerkavi üstlendi. Mayıs 2004’te Zerkavi’nin kurduğu örgüt, bir başka militan grup Salafiah al-Mujahidiah ile birleşti. Aynı sene 20 Eylül’de Zerkavi, esir Amerikalı Armstrong’un kafasını kesip videoyla yayınladı. Ekim 2004’te “Tanzim Kaidat el-Cihad fi Bilad el-Rafidayn”, “Irak el Kaide’si” adını aldı. 2004 Felluce savaşında pek çok direniş grubu bir araya gelerek “Mücahitler Şurası”nı oluşturdu. Ocak 2006’da Irak El Kaidesi, birkaç küçük grupla birleşerek “Mücahidin Şûra Konseyi” adını aldı.
Bugün ABD yalan söylediğini bir güzel itiraf ediyor; ama birilerinin de bize ABD Irak’a gitmeden önce Zerkavi’nin buraya nasıl daha önce gittiğini açıklaması gerekiyor. Daha da önemlisi; bunu bilen İran’ın, Suriye ve Irak’ta mezhepçiliği neden bu kadar körüklediğini de anlatması gerekiyor. Bugün IŞİD’in ne yaptığını anlamak istiyorsanız, geçmişin yalanları üzerinden dizayn edilen siyasete bakın, her şeyi anlarsınız…