Türkiye, 29 Ekim'de cumhuriyetin 100. yılını coşkuyla kutlarken, sınır komşumuz Bulgaristan'da da Türk toplumu için oldukça anlamlı bir gün yaşanıyordu. Türkiye'nin dört bir yanında dalgalanan bayraklar, gökyüzünü süsleyen havai fişekler ve coşkulu kalabalıklar, 100 yıllık cumhuriyet tarihini gururla ve sevinçle anıyordu. Aynı saatlerde Bulgaristan'da ise Türk azınlık, kendi geleceklerini belirleyecek olan yerel seçimler için sandıkların başına gitmeye hazırlanıyordu.
Bulgaristan'da gerçekleşen yerel seçimler, Türk toplumu için âdeta bir bayram havasında geçti. Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde birçok Türk aday, ilk turda büyük bir farkla galip gelerek seçimleri ikinci tura taşımadan sonuçlandırdı. Bulgaristan'daki tüm siyasi partiler, seçim listelerinde Türk adaylara geniş yer ayırdı, âdeta bir dayanışma örneği sergiledi.
Sofya'da adayların hiçbiri yüzde 50'nin üzerinde oy alamazken, Türk azınlık adayları birçok bölgede ilk turda zafer ilan etti. Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), Türk nüfusunun yoğunlukta olduğu bölgelerde âdeta bir zafer turu attı. Türkiye'de yaşayan Bulgaristan vatandaşı Türkler de bu seçimde oy kullanarak tercihlerini belirtti.
Kırcaali, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge olarak dikkat çekiyor. Burada HÖH adayı Erol Mümün, oyların yüzde 55,8'ini alarak zaferini ilan etti. Eski Cuma'nın Opaka bölgesinde ise halkın yüzde 52'si, HÖH'nin desteklediği Güner Aşimov'u tercih etti. Antonovo şehrinde ise HÖH adayı Hayrettin Mehmedov, ikinci kez seçilerek güven tazeledi.
29 Ekim 2023'te gerçekleşen yerel seçimler, HÖH için tarihi bir anlam taşıdı. Kırcaali ilinde, HÖH adayları tam anlamıyla bir "tam puan" alarak tüm belediye başkanlıklarını kazandı. Bu sonuç, Bulgaristan'daki Türk toplumunun siyasi alandaki gücünü ve etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bulgaristan'daki Türklerin elde ettiği bu başarı, Bulgaristan'daki Türk azınlığın gücünü ve Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluk ilişkilerini daha da güçlendiren bir etken olarak görülmekte. Kazanan Türk adayların bulunduğu bölgelerdeki belediye meclislerinde de çoğunluğu HÖH üyeleri oluşturdu. Bu, Türklerin Bulgaristan'da siyasi olarak ne kadar aktif ve etkili olduğunu gösteren bir durum.
Ancak bu zaferin anlamı, sadece siyasi bir başarıdan ibaret değil. 1984-1989 yılları arasında Bulgaristan'da Türk azınlığa yönelik uygulanan zorla asimilasyon politikaları, âdeta bir zulmün simgesiydi. "Büyük Yurt Dışına Göç" sürecinde yaklaşık 300.000 - 350.000 civarında Türk, yürekleri buruk, gözleri yaşlı, topraklarını, evlerini, ocaklarını terk edilmeye zorlandı. Anadillerinde konuşmanın yasaklandığı, isimlerinin değiştirilerek kimliklerinin silinmeye çalışıldığı bu karanlık dönem, Bulgaristan'daki Türk toplumu için âdeta bir travmaydı.
Bu tarihsel arka plan düşünüldüğünde, yaşanan seçim zaferi, Bulgaristan'daki Türkler için sadece bir siyasi başarı değil, aynı zamanda yaraların sarılma, geçmişte yaşanan haksızlıkların telafi edilme anı olarak görülebilir. Bu zafer, yıllar önce terk edilmek zorunda bırakılan topraklarda, atalarının yadigarı değerlere sahip çıkmanın, kaybedilmiş hakların geri alınmasının ve zulme karşı direnmenin bir simgesi olarak tarihe geçti.
Bu zafer, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin, siyasi haklarını kullanma ve kendi geleceklerini belirleme konusundaki kararlılıklarını ortaya koyuyor. 29 Ekim 2023, hem Türkiye hem de Bulgaristan'daki Türkler için farklı nedenlerle anlam dolu ve özel bir gün olarak kayıtlara geçti.
Böylece, Türkiye'nin 100. yıl coşkusunun yanı sıra, Bulgaristan'daki Türklerin seçim zaferi de, bu özel günü daha da anlamlandıran bir unsur oldu. İki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağların, bu tür özel günlerde daha da pekiştiğini görmek, geleceğe dair umutlarımızı artırıyor ve bölgede Türkler için daha adil bir yaşam umudunun yeşermesine katkı sağlıyor.