28 Eylül 2015, saat 13.10.
Az önce Emine Dolmacı Çorum’dan, Adem Özköse de Samsun’dan bugünkü Diriliş Postası’nın fotoğraflarını gönderdi.
Baskı rezalet.
Daha evvel de bu rezalete defaatle şahit olmuştuk.
O illerdeki bayilere ve abonelere gazete Ankara’dan gidiyor.
Ankara’da çalıştığımız matbaa işini iyi yapmıyor.
Bizi okurlarımıza mahcup ediyor.
Ey Çorumlular! Ey Samsunlular! Ey o civar illerindeki yoldaşlar! Böyle çamur gibi gazete okunur mu kardeşim?
Diriliş Postası’ndan niye vazgeçmiyorsunuz, anlamıyorum :=)
İstanbul baskısı da az çamur değildi, yeni yeni düzeliyor.
Aslında her şey yeni yeni düzeliyor.
Sayfa düzeni yeni yeni oturuyor.
Abone ağı yeni yeni şekilleniyor.
7 aydır “Şu gazeteyi bize ulaştırın artık!” diyen ve şükür ki demekten usanmayan binlerce kardeşimize yeni yeni ulaşıyoruz.
Hikâyemiz yeni yeni başlıyor galiba.
Birkaç hafta sonra, sanki gazetemiz yayın hayatına yeni atılıyormuş gibi, bir reklam kampanyamız olacak inşaallah.
Besmeleyi tazelemeye hazırlanıyoruz.
Bu gazeteyi seviyoruz, bu işi seviyoruz.
Yaptığımız işin beğenilmesi, her şeyden evvel ANLAŞILMASI azmimizi kamçılıyor.
Bir okurumuz “Bir haftadır Diriliş Postası okuyorum. Bir tane kasıtlı haber, yanlış haber görmedim” diyor.
Başka bir okuyucumuz gazetemizi “insanî” bulduğunu söylüyor.
Diriliş Postası’nın “bıktırıcı manşet tekrarları”ndan uzak durmasını kutlayan, kimseye belden aşağı vurmayışımızı ve vuranları kınayışımızı takdir eden, sayfa düzenindeki estetiğin altını çizen, “acayip acayip şeyleri” öne çıkarmamızdan duyduğu memnuniyeti ifade eden, hür yandaşlığımızı öpüp başının üstüne koyan, Selahaddin Eş Çakırgil ve Hamza Türkmen gibi akil İslamcı büyüklerin gazeteye vurduğu damganın kıymetini vurgulayan, Suriye Devrimi’ni köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak takip edişimizin önemine dikkat çeken, Ayşe Beyza Çiçek ve Hamit Alpaslan Canbaz gibi yeni nefeslerin önünü açmamızı teşvik eden, “Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’ye giriş haberini manşetten okumak rüya gibiydi” diyen, “Lafı uzatmadan” bölümünün pratikliğinden bahseden vs, vs, vs okurlar…
Baskı kalitesizliği gibi onca zaafımızı Diriliş Postası’nın ifade ettiğini düşündükleri iyi şeylere bağışlayan iyi niyetli gönüldaşlar.
Bilsinler ki onların muhabbet ve itimadını suiistimal etmiyoruz.
Diriliş Postası mutfağında şiardır: “Her gün, Diriliş Postası’nın ilk sayısını çıkarıyormuş gibi heyecanlı olmak. Her gün, Diriliş Postası’nın son sayısını çıkarıyormuş gibi ne var ne yok ortaya koymak.”
*Mehmed Ragıp Karcı’nın bir şiir kitabı var “Yeni Bir Sevda Süleymanı” diye. İçimden geldi, yazıma başlık yaptım. Nasıl?