Son seçimden ezici bir zaferle çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, kongreye gitme kararı aldı ve kongrede de aday olmayacağını açıkladı. Bu, Türk siyasi hayatında rastlamadığımız, alışkın olmadığımız bir durum. Her seçimi kaybedip yine de kendini çok başarılı, hatta bulunmaz Hint kumaşı olarak gören nice siyasetçiler gördük, görüyoruz.

İnşallah bir koltuk için insan onurunu, haysiyetini çiğneyip her türlü kumpası kurabilen, her türlü çirkefliği yapabilen koltuk sevdalılarına bir örneklik teşkil eder Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun tavrı.

Herkes gibi “Neden bıraktı, neden istifa etmek zorunda kaldı?” gibi sorular sormayacağım. “Yazık oldu Başbakan’a, harcadılar adamı!..” gibi birçok kişinin kullandığı söylemlere girmeyeceğim. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun duruşuna, kişiliğine, ondaki vefa duygusuna vurgu yapacağım. Gittikçe dünyevileşen, dünyevileştikçe de insanlığını yitiren, en ufak bir çıkar, makam mevki için kişiliğini, onurunu, haysiyetini ayaklar altına alabilenlere karşı “Adam nasıl olur?” dersini vermesine dikkat çekeceğim.

Önce akademik camiada, sonra bürokraside, sonrasında ise siyasette duruşuyla, kişiliğiyle adamlık dersi verdi herkese.

Bugüne kadar AK Parti içinde görev yapmış, en yüksek makamlara gelmiş/getirilmiş, görev süresi dolunca veya farklı sebeplerle makamından ayrılmak zorunda kalmış kişiler vardı. Birçoğunun üzerine farklı senaryolar kuruldu, fitne çıkarmak için isimleri kullanıldı. Onlar da çoğu zaman söylemleriyle ve eylemleriyle bu fitne ateşine odun taşıdılar. Bizler ise hep onlardan Ahmet Davutoğlu’nda olduğu gibi güçlü bir karşı ses bekledik. Ama hiçbirinden Ahmet Davutoğlu gibi net bir duruş, söylem göremedik.

Başbakanımız, “Umudunu AK Parti’ye bağlayan milyonlar merak etmesin. Nefsimi ayaklar altına alırım, bir faninin terk etmeyeceği düşünülen her makamı elimin tersiyle iterim ama asla bu kutlu hareketteki hiçbir dava arkadaşımın kalbini kırmam. Dünya mazlumlarının tek umudu olan bu ak hareketin zarar görmesine, bu ak yürekli kadroların üzülmesine asla izin vermem.” dedi. Bir gün sonra Cumhurbaşkanı’yla istişare ettikten sonra istifa kararı alıp olağanüstü kongre aldıktan sonra ise,  “Cumhurbaşkanımızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanımız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak. Bunun açık ve net bilinmesini isterim ve bunun istismar konusu edilmesine de izin vermem.” diyerek niçin bu kadar sevildiğini, takdir edildiğini göstermiş oldu.

Başbakanımız, gelirken nasıl bir itibarla geldiyse şimdi daha fazlasıyla koltuğu bırakıyor. Daha öncekiler gibi benden sonrası tufan demiyor. “Biz bir dava hareketiyiz, bu hareketin de bir lideri var ve biz ona bağlıyız.” mesajını vererek koltuğu terk ediyor. Veda ederken büyük bir vefa örneği sergiliyor. Makam ve mevki sahibiyken bulunduğun harekete ve liderine bağlı olmak normaldir, veda ettiğinde vefa gösteriyor musun budur kişiliğin göstergesi… Hepimize adamlık dersi verdin!.. Teşekkürler Başbakanım… Teşekkürler Hocam… Teşekkürler Bilge adam…