İl imamı, mahalle imamı, apartman imamı, kurum imamları, işadamları ve esnaf imamları, üniversite, lise ortaokul imamları ilh…
Anaokulu imamı çıkmadı henüz, o da çıkarsa şaşırmam.
Zaten 15 Temmuz’dan itibaren neye şaşırmışsak normal, neye normal diyorsak şaşırtıcı…
FETÖ/PD Yapılanması elebaşı son konuşması diye ortalıkta dolaşan bir videoda bakın ne diyor: “Beyindeki 10 milyar hücre harekete geçmek için tembih bekliyor. Allah onları oraya koyduğuna göre, o kadar asker orada bulunduğuna göre bence onunla çok şeyi fethedebilirsiniz. Ama zannediyorum onlar da uykuda. Çalıştırılmadıklarından dolayı zorlanmadıklarından dolayı.”
Tehditler, uyuyan ve kripto hücreler yoluyla korkutma ve sindirme gayretleri.
Bu uyuyan ve kripto hücreler meselesi iyice bıktırdı.
Ne zaman uyanacakları meçhul, ne vakit ortaya çıkacakları belirsiz, kaç kişiler bilinmiyor; açıktan bir korku unsuru olarak kullanılıyorlar.
Uyuyan veya kripto hücreler varsa bu saatten sonra öyle tehdit edebilecek ve korkulacak güç ve kuvvette olduklarını zannetmiyorum.
Bunu neden böyle rahat söylüyorum: HDP’nin Apo’dan haber alamadıkları gerekçesiyle başlattığı açlık grevi tiyatrosu bekledikleri sonucu vermedi.
Demirtaş’ın şiddeti arttırma çağrıları (her zamanki gibi) Kürtler’den karşılık bulmadı.
Dolayısıyla, FETÖ/PDY-PYD darbe veyahut iç savaş tehdidi de fitilini ateşleyecek teröristlerin eylem hazırlığı içindeyken ele geçirilmesiyle akamete uğratıldı.
Allah’ın izniyle memleket bayramı da sağ salim atlattıktan sonra hemen ardından başlayacak kapsamlı operasyonlar ile daha bir sükûnete kavuşacak.
Güvenlik kuvvetlerinin çalışmalarının sonuçlarını önümüzdeki gün ve aylarda daha net bir şekilde görmeye, hissetmeye başlayacağız.
FETÖ/PD Yapılanması darbe girişiminin hemen ardından, bir zamanlar Fetullah Gülen’in yanı başında, sağ kolu durumunda olup da sonradan örgütten ayrılanların televizyonlara çıkarak, düzensiz, disiplinsiz ve fütursuzca konuşmaları, toplum nezdinde örgütü bitirilemez, dizginlenemez devasa bir yapı olarak gösterdi.
Bu büyük bir yanlıştı.
At iziyle it izinin birbirine karışmasının en önemli sebeplerinden biriydi.
Birisi çıktı, “Alaattin Kaya, Fetullah Gülen’in emriyle teslim oldu” dedi.
Diğeri “Hayır öyle bir şey olmadı. Yakalandı.”
Nereye hizmet ettiği belli olmayan kafa karıştırıcı bilgi kirliliği…
Zaten karışık olan mesele, bu konuşmalar nedeniyle aldı yürüdü, içinden çıkılamaz hale geldi.
İtirafçıların televizyonlarda konuşmaları doğru değildi.
Varsa anlatacakları, emniyete, MİT’e anlatıp, oturmalıydılar bir kenarda.
Bu örgütle mücadelenin daha profesyonel bir stratejisi olmalıydı.
Hiç olmazsa bundan sonra böyle olmalı.
Örgüt itirafçılarına televizyonlar, açık oturumlar yasaklanmalıdır. Halkı bilgilendirme daha teknik, daha aydınlatıcı ve anlaşılabilir şekilde ehil kişiler tarafından yapılmalıdır.
Her gün onlarca hurafe dinlemek beklenilenin tersi bir etki yapıyor.
Yapı çözülemez, bitirilemez devasa bir şey haline getiriliyor.
Dikkat edin! Yapı hakkında gündelik hayatta işe yarayacak bilgi verilmiyor.
Yakasına mikrofonu takan, bu örgütün nasıl gizlenen, nasıl uçan veya nasıl kaçan bir şey olduğunu anlatıyor.
Tehlikeli gidişata bir son verilmelidir…