İçinde bulunduğunuz çağın düşünme melekelerine göre düşünürseniz, çağa ait olursunuz. Böylece düşünme melekenizde yer ve zaman etkili olur.

Bu dünyaya ait olan her şey çökmeye ve yıkılmaya mahkûmdur. Bu dünyaya ait olan her şey kendisini sonsuza kadar koruyamaz.

Eğer ümmî olarak düşünmeyip, zamana ve mekâna göre düşünecek olursanız “Milli” bir sistem kuramazsınız. Milli ve yerli bir sistemden bahsetmeden önce düşünce planında milli olmak zorundasınız. Değerleriniz ve kavramalarınız, söylemleriniz size ait olacak. Düşünceniz kökleriniz ve geçmişinizin derinliklerinden alacak, size ait olan bir havayı teneffüs edecek.

Bu hususta bir örnek verelim; Eski Yunan Sofistleri: Ferdin mükemmelliği için, toplumun çıkarlarını ve hedeflerini ikinci plana aldılar.

Spartalılar’ı ise; ferdin çıkar ve emellerini toplumunkinin altında tuttular. Eğitimin tek hedefi ferdi kimliği toplumun bütünlüğü içinde eritmekti.

İslam bu iki eğilim arasında bir denge kurdu. Ne ferdi, toplumun mükemmelliği için feda etti ne de toplumun gayesini ikinci plana attı. Orta bir yol önerdi.

Sistem; Tüm parçaların bir düzen ve ahenk içinde çalışmasıdır. Eğer sistemin içinde en küçük bir parçanın düzene uymaması tüm sistemin bozulmasına sebep olur. Sistem çalışamaz hale gelir. Karma sistemlerde kan uyuşmazlığı olur. Tıpkı kan grupları gibi. Her cins kan grubu ancak kendi kan grubundan alır.

İthal edilerek kurulacak olan sistemler, bünyeye uymayacaktır. Bünyeye uymayan gıdanın alınmasıyla nasıl ki vücut direnç göstererek kabul etmez alerji olursa, bu ülkenin köklerine, düşünce yapısına, inanışlarına ve mayasına uymayan hiçbir ithal sistem bu bünye de yer bulamayacaktır. Sürekli reddedilecek ve kabul edilmeyecektir. Pansuman tedbirlerle ömrünü uzatmanın bir mantığı yoktur. Bu bize zaman kaybı, nesil kaybı ve 2053 vizyon kaybını getirecektir.

Tarihimizin köklerinden getirdiğimiz insan sevgisi, insana ve insanlığa bakış açımızı belirler. Eğitimin amacı da öğrencilerin beyinlerini eskiyen ve yok olacak, dünyevî şeylerle tıka basa doldurmak değil, onları saf ve saygın bir hayata hazırlamak, topluma faydalı birer birey olarak yetiştirmektir. Ali İmran Suresi’nde: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz…”

Bu amaçla evrensel prensipleri ümmetin devamlılığını sağlamak için gençlerin kalplerine ve zihinlerine nakşetmeyi hedeflemektedir. Ümmetin bilgi ve yetenek üstünlüğünden dolay değil; erdemli olduğu, kötülükten alıkoyduğu ve Allah’a inandığı içindir.

Köklerimizden, benliğimizin derinliklerinden gelen muştu, bu muştudur. Bu prensipler etrafında çağın ağlarından ve hurafelerinden tamamen uzak ümmî olarak düşünce sistemimizi kurup, bu sisteme uygun bir söylemle kendi “EĞİTİM SİSTEMİMİZİ” yendin tamamen milli ve yerli olarak kurabiliriz.

Genetik yapımız ve bünyemiz bu sistemi kurmakla ilgili, gerekli tüm kodları taşımaktadır. Benliğimizin derinliklerindeki bu enerji çağlayarak akmaktadır. Yeter ki bu değişimin farkına varalım. Bu inançla etrafımıza şöyle bir bakalım. İnsan kaynaklarımızda, enerjimizde, aklımızda,  bunu başaracak donanımdadır. Yeter ki ümmî olarak bir sinerji oluşturalım. “İlim, İrfan ve Hikmet” sütunları ancak böyle dikilir.