Gençlere hizmet veren mevcut kamu kurumlarının hem birbirlerinden öğrenmelerini hem de gençlik politikasına giden yolda işbirliğini sağlayacak kamu kurumları arasında yapılandırılmış bir diyalog süreci ve/veya da aracı mevcut değildir. Bu da birbirlerini tamamlaması gereken kamu hizmetleri arasında bir diyalog ve koordinasyon eksikliği oluşturmaktadır. Bu eksikliğin giderilmesi için ortak eylem planlarının oluşturulması ve uygulanmasıyla işbirliği protokollerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Böylece kamu kaynaklarının ortak kullanımıyla daha etkili, verimli ve ekonomik çalışmalar yapmak mümkün olacaktır. Bu koordinasyon çalışmalarına sivil paydaşların da dâhil olması, kamu yönetimine sivil toplumun katılımını da geliştirecek, böylece tüm paydaşların birbiriyle ortak çalışmalarının güçlendirilmesi için aktif işbirliği mekanizmaları geliştirilecektir.
Türkiye’de halen sivil toplumla devlet arasında işbirliği istenen düzeylerde değildir. Bunun doğal bir yansıması gençlik alanında da kendisini göstermektedir. Diyaloğun geliştirilerek sivil toplumun dinamizmini kamunun olanaklarıyla birleştirmek amacıyla, gençlere yönelik çalışan STK’ların kamu kurumlarıyla bir araya gelebileceği diyalog ortamlarının sürekliliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Gençlik çalışmasının kamu hizmeti olarak tanınmasına yönelik yasal ve pratik düzenlemelerin, ilgili STK’ların da katkılarıyla, hayata geçmesi ve ‘Ulusal Europass Merkezi’ gibi mesleki yeterliliklerle ilgili çalışan kurumların gençlik çalışmasında edinilen becerilerin nasıl sertifikasyona dönüştürülebileceğiyle ilgili çalışmalar da yapması gerekmektedir.
‘Ulusal Gençlik İstihdam Planı’ gibi sivil toplum, üniversite ve kamu paydaşlarının ortaklaşa hazırladığı politika dokümanları odağı ve çerçevesi belirlenmiş konularda önemli referans noktalarıdır. Bu çerçevede benzer dokümanların mevcut politikalarla ortaklaşması için de hem kamunun kendi içinde, hem de sivil toplum ve kamu arasındaki diyaloglarda gündeme gelmesi gerekmektedir. Benzer biçimde ‘Hayat boyu Öğrenme Strateji Belgesi’ gibi dokümanlarda belirtilen politika yönelimlerinin hayata geçip geçmediğiyle ilgili izleme süreçlerinin kamu ve STK’lar içinde oluşturulması da bu sürece ciddi katkı yapacaktır.
Gençlerle çalışan STK’lara idari, proje ve program bazlı devlet destekleri sağlanması için çeşitli hibe programlarının oluşturulması, Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi kurumların elinde, kamu yararına çalışan kurumlara verilebilmesi amacıyla bulunan taşınmazların bu konuda çalışan kurumlara tahsisi ve dönemsel olarak kullanım yoğunluğu değişebilen YURTKUR’a bağlı yurtlar gibi tesislerin de ilgili STK’ların kullanımına açılmasıyla ilgili çalışmaların yapılmasınınönündeki engeller kaldırılarak uygulamaya geçilmelidir.
Gençlere yönelik hizmetler sunan kamu kurumlarının toplamda GSYH’ya oranla yaptıkları harcamalar ve genç başına yapılan harcamalar, gençlerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değildir. Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulmuş olmasına rağmen bütçeden yeterince pay’a yansımamış olmasını anlamak mümkün değildir. Bazen ilgili kurumlar ve kuruluşlar, başka kurum ve kuruluşların bütçelerinden çeşitli harcamalarını yapabilmektedir. Ancak bu durumda da mevcut bütçelerin şeffaflığıyla ilgili başka bir konunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Özellikle önümüzdeki dönemde gençlerin nüfus içindeki sayılarının aynı kalmasına rağmen içlerindeki dezavantajlı kesimlerin oranının artması yönündeki veriler dikkate alındığında, bu konuda yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, gençlerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, bütçeden daha fazla pay alması için ihtiyaç duyulan çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Türkiye de gençlere yönelik çalışmalar yürüten STK’ların varlığından gençleri haberdar etmek, çalışmalarda gençlerle birlikte yürümek ve yeni projelerde gençlerin de fikirlerini alarak sürece dâhil etmek, bizi biz yapan geleneklerimizin, değerlerimizin, kültürümüzün gelecek kuşaklara aktarılması ve toplumsal huzur için önemli bir adım olacaktır.