Fenerbahçe maçın 18. saniyesinde Giuliano’nun girdiği gol pozisyonu ile 90+3’te gelen galibiyet golü arasında o kadar çok tezatlıklar yaşadı ki bu da futbolun cilvesi olsa gerek. Genel olarak bütün oyunu ele aldığımızda sıkıntılı hatta zorlu geçeceği önceden belliydi Göztepe maçının. Oyun içinde o kadar çok gidiş ve gelişler yaşandı ki ilk yarıda bile farkı açabilirdi Sarı Lacivertli takım. Lakin sıkışan oyunda çok ama çok zorlanacaklar; bu net şekilde görünüyor. Fenerbahçe’de bazı oyuncular kırılgan bir yapıya sahipler, kalelerinde golü gördükten sonra oyun disiplininden kopuyorlar. Aykut Kocaman’ın oyun stratejisi ile saha içinde ki futbol örtüşmüyor istenilen seviyeden uzaklar. Sadece ilk yarının son altı haftası doyurucu futbolla galibiyet serisi yakalayan bu takım hocanın hayal ettiği oyun karakterine bir nebze yaklaşabilmişti.
Ara transfer döneminde her takım taraftarı gibi Fenerbahçe taraftarı da bu beklenti içinde; lakin şu ana kadar somut bir adım yok. Sol bek kesinlikle sıkıntılı İsmail Köybaşı da Hasan Ali Kaldırım da beklenenden çok uzaklar. İsmail oyun içinde futbol hariç ne kadar gereksiz iş varsa onu yapıyor, bir panik atak sorunu var. Hasan Ali teknik açıdan iyi olsa da, onda da güç yok, kuvvet yok. Bir diğer sıkıntı da orta alanda oyunu okuyan rakipten birkaç saniye önce düşünen hızlı hareketli pas trafiğini çok iyi organize eden ters top ve uzun pas yapma cesaretine sahip tabiri caizse bir Emre Belözoğlu’su yok. Benim şahsi kanaatim Fenerbahçe’nin Emre’siz geçen sezonları hilafsız en az iki şampiyonluğuna mal olmuştur ki bu da yönetim zafiyetidir.
Fenerbahçe’de taraftarında huyu suyu değişmiş. Eskiden rakibi hatta hakemi baskı altına alan bir kitle oluşurdu tribünlerde, şimdi kendi oyuncularına zulüm yapan kendini bilmez bir grup var; çok tuhaf. Bir takımın taraftarı olmak ile Fenerbahçe taraftarı olmak arasında çok önemli farklar ve değerler vardır. Eskiden takım geriye düşerken bile inancını hissettiren tezahüratlarla, gitti denilen maçı çeviren taraftara şahit olmuş birisi olarak; diyorum ki kendi oyuncunuza ve takımınıza eziyet etmeyin. Futbol zahmet, çalışma, beden ve zekâ gücü isteyen şova dayalı bir oyundur; işte bu oyunda yenmek de var yenilmek de…
Allaha emanet olun…