Geçtiğimiz perşembe akşamı Amerika 94 milyon dolar harcayarak tam 59 Tomahawk füzesi fırlattı. Ya da beyanatları böyle. Gerçekten fırlatılıp fırlatılmadığının kesin bir delili yok; lakin basına yansıyan bilgilerle(!) ele alalım.
Tomahawk deyip geçmeyelim lütfen!
Bugüne kadar yapılan üretimlerin ortalaması ele alındığında birim maliyeti 1.4 milyon dolardır. Denizden karaya, denizaltıdan karaya, karadan karaya, denizden denize ateşlenebilmektedir. Hatta birazcık farklı güdüyle denizden denize bile hedefe kilitlenebilmektedir. Füze 1000+ km mesafeyi yerden 20-30 metre yüksekte ve 800-900km/s hız ile alabilmektedir. İlk defa yoğun olarak 1991 Körfez Savaşı’nda kullanılmıştır. Tahrip gücü çok yüksek olan bu füze her ne hikmetse ABD dışında sadece ve sadece İngiltere’ye satılmıştır.
Peki Trump bu kadar maliyete iç siyasetteki daralan alanını genişletmek için mi girdi?
Yoksa İsrail’in bölgedeki güvenliğine katkı sağlamak için mi?
Ya da ABD’nin bir dönem pasif duran Suriye politikasına yeni bir dönem açmak ve “Suriye’de ben de varım; Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore rahat durun!” mesajı vermek için mi?
Ya da hepsini birden mi hedefledi bilinmez lakin bu hamleyle Suriye üzerindeki savaşın seyrinin başka bir boyuta geçtiğini görmek çok zor değil.
Oynanan bu tiyatronun Tomehawk sahnesinin -tiyatro kanaati için gündemde onlarca soru var- perde arkasında nelerin yaşandığı ve oynanacak son perdeye hangi yeni kostümle kimlerin çıkacağını seyredip göreceğiz.
Ancak Trump binlerce kilometre uzaktan “Amerika’nın ‘hayati ulusal güvenlik çıkarları’na göre hareket ettiği”ni söyledi. Emperyalizmin gücüne göre sınırı vardır, bizim sınırlarımız oraya kadar ulaşıyor mu demek istiyor? Ne demekse işte!
Rusya ve İran ortak bir açıklama yaptı ve kısaca dediler ki: Gözümüzü kararttık. Uzun olarak da; “Rusya, İran ve müttefik gruplar olarak ABD’nin Suriye’ye saldırısının ‘kırmızı çizgileri’ geçtiğini düşünüyoruz, bundan sonra her türlü saldırıya karşılık vereceğiz” şeklinde açıklama yaptılar.
Bu açıklamadan sonra mevzunun daha da ciddiye alınması gerekir. Her ne kadar Rusya ile ABD Suriye konusunda anlaşmış gibi olsalar da ABD füzeleri fırlatmadan önce Rusya’yı bilgilendirmiş olsa da Rusya ve ABD’nin karşılıklı restleşmesine şahidiz.
Türkiye, sakin ve temkinli siyasetiyle bu güne kadar hep daha fazla insan ölmesin, daha fazla kan dökülmesin diye mücadele etti ve barışa yatırım yaptı.
ABD’nin tek bir ters hareketi, Türkiye’yi de içine çekecek bir büyük savaşı getirebilir. Malum ki bölge fillerin tepişme alanı olmaya çok müsait.
Bölgenin olağandışı ani refleks hareketlere kuvvetle muhtemel gebe olması böyle bir ortamda tüm zamanlardan daha dikkatli olunmasını elzem kılıyor…