Dünyanın hiçbir dini veyahut ahlak telakkisi size insanları korkutma ve paniğe sevk etme imtiyazı vermez.
Dolayısıyla sosyal medyadan “Azrail Korona olmuş, sokaklarda dolaşıyor” şeklinde paylaşım yapmanızın hem size hem de takipçilerinize pratik hiçbir faydası olmadığı gibi size güvenen insanların da ruh sağlığını bozmaktadır.
Neresi olduğu belli olmayan, kim olduğu şüpheli, ‘bir arkadaşımın amcası, bir tanıdığımın babası, filan şehrin devlet hastanesi…’ diye diye paylaşılan, bir sokak resmine, hastanenin morg girişine il ismi yazarak gönderilen görüntü ve resimlerle insanların sağlığıyla oynamayın.
Bir resim üç farklı ilin ismi yazılarak geldi bana…
Yetkilisine sordum, “Bizim hastanenin o renk parkeleri yok” dedi.
Gönderene “Sizin hastanenin o renk parkeleri yoktu ki, ne zaman değiştirmişler” diye zarf attım.
O da bilmiyor neresi olduğunu, “Bilmem ki, bana da başka yerden gönderdiler” dedi.
Bir resim bütün memleketi dolaşıyor; korku virüsü yayıyor.
Yapmayın, etmeyin…
Hem kendi sağlığınıza, hem gönderdiklerinizin sağlığına ve hem de memlekete yazık değil mi?
Gelin bu zamanları tedbiri elden bırakmadan, korkmadan, panik yapmadan ve insanların zaten rutubetten nem kapacak noktaya gelmiş ruh hallerini daha fazla tahrip etmeden tamamlayalım.
Tedbiri elden bırakmadan tevekkül içinde geçirilelim.
Diyorlar ki: “Korona vakalarından ölenler zatürreeden ölmüş olarak kaydediliyor.”
Böyle bir şey mümkün olamaz.
Çünkü Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Avrupa Bölgesinde yer alan 53 ülkesinden birisidir.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’ndeki ülkeler ortak veritabanı olan Avrupa Sürveyans Sistemi’ne bağlıdır.
TESS the European Surveillance System’ine pandemi verilerirapor edilmektedir.
Elde edilen veriler de karar vericilerin ve sağlık uzmanlarının bölgedeki pandemi; influenza/grip aktivitesini daha iyi değerlendirmelerine, karar almalarına ve aldıkları kararları uygulamaya koymalarına yardımcı olur.
Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs’ü pandemi ilan ettiği için verileri daha dikkatli incelemekte ver dünya ile paylaşmaktadır.
Gecen yıl Türkiye’deki zatürree ölümleri de DSÖ’de mevcut olduğuna göre, sormayacak mı ‘bu yıl zatürree ölüm vakaları neden bu kadar fazla’ diye.
DSÖ babanın oğlu değil ki, ‘Türkiye verileri gizliyor, ölüm vakalarını saklıyor’ diye açıklama yapmaz mı?
Devlet bu riske girer mi?
Biz diyoruz ki, bu zamanları tedbiri elden bırakmadan tevekkül içinde geçirilelim.
Tedbirin sokağa çıkma yasağından ibaret olduğunda ısrarla ve inatla diretenler var.
Gerekirse o da olur.
Devletin verilerine inanmayan, tedbirlerine güvenmeyenler de sosyal medyadan yayılan virüslerin etkisiyle ne yapacağını şaşırmış vaziyette bu aklı evvellerin beşinden gitmekteler.
Fakat iyi niyetli olmayanlar ortalık daha fazla karışsın diye bakıyor.
Bazı iyi niyetliler de bunlara alet oluyor.
Yahu, şu günleri sağ salim atlatabilmek için akıl sağlığımız da çok önemli diyoruz.
Yok hâlâ, ‘Orada şu kadar vaka varmış, burada şu kadar karantina….’
Farkında mısınız, ekranlardaki Korona uzmanları yerlerini psikologlara, psikiyatristlere bırakmaya başladı.
Millete kafayı yedireceksiniz…
Sonra bunu da devlete yıkacaksınız…
Tekrar edelim, Sosyal medyada korku virüsü yaymanın ne size ne de başkalarına bir faydası var.
Sakin olun…
Tedbiri ve tevekkülü elden bırakmayın.