İçişleri Bakanlığı önceki gün HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye Başkanlarını görevden aldı ve yerlerine kayyım atadı.
Bu gelişmenin ardından siyaset de ısınmaya başladı. Hemen her kesimden değişik görüşler ifade edildi. Bu duruma karşı çıkanların neredeyse tamamı ‘Millet İradesi’ne ve demokrasiye vurgu yapıyor.
Bence burada kaçırılan bir durum var. İçişleri Bakanlığı’nın da görevini yapması gerekiyor. O da, yasalardan kaynaklanan yetkilerini kullanma zorunluluğudur. Görevden alınan başkanlarla ilgili ciddi iddialar var. Terör örgütünün talimatları ile hareket ettikleri iddiası bile başlı başına görevden alınmalarını gerektirir.
Bu iddialar durduk yerde ortaya çıkan iddialar değildir. İçişleri Bakanlığının bu konuda gerekli inceleme ve soruşturmalar yaparak bu neticeye vardığı açık.
Madalyonun diğer tarafından baktığımızda ise HDP’li belediye başkanlarının partileri ile birlikte bölücü terör örgütü ile içli dışlı olduklarını bilmeyen yok. Bunu inkar da etmiyorlar.
Görevden alınan başkanlar için soruşturmalar sonucunda suçlu olup olmadıkları elbette ortaya çıkacak. Zaten idari tasarrufla geçici olarak görevden alındılar. Suçsuz çıkarlarsa görevlerine dönebilecekler. Bu yüzden fazla telaşa da gerek yok.
Ama şunu da söylemek gerekir. HDP’den bölücü terör örgütü ile arasına mesafe koyma ihtimalini ben sıfır görüyorum. Yeniden seçim olsa yine HDP adayları kazanacaksa yine görevden alınan başkanların yaptığı aynı icraatları yapacaklarını bilmeyen var mı?
Bu durum bir kısır döngüdür. Meclis’teki HDP’li vekillerin zihniyeti de aynı. Çünkü partinin kuruluş felsefesi budur. Başka türlüsünü kim hayal edebilir ki? Bence terörle bağını koparmadığı algısı herkeste olan bu partinin kapatılması gerekir.
‘Sorun sadece parti kapatmak ile de çözülmeyecek’ dediğinizi duyar gibiyim. Evet sorun belediye başkanlarını görevden almak ile de çözülmeyeceği açık. Her seçimde görevden alınanların yerine yine aynı partinin adayı kazanıyorsa ve bu parti zihniyetini değiştirmiyorsa, akademisyenlerin sorunu çözecek, çözüm bulacak çalışmalar yapması gerekir.
HDP’nin oyu yüzde 5-6’larda iken yüzde 10’un üzerine nasıl geldiğini de sorgulamamız lazım. Bu oyların artışında acaba yanlış uygulamalar sebep olmuş mudur? Kendi hatalarımıza bakmayı bilemezsek, sorunları daha da artırmış olmaz mıyız?
Mesela bölücü terörist başının mektubunu ‘Flash haber’ olarak resmi haber ajansı AA’dan yayınlamak veya kırmızı bültenle aranan teröristi TRT’ye çıkarmak gibi…
Eğer varsa belediye başkanlarının keyfi iş yapma özgürlüğü, bunu irdelemeli ve sistem keyfe göre değil, hukuki kurallara, adalete göre dizayn edilmelidir.
Selam ve dua ile…