24 Haziran seçimleri sonrası uygulanacak olan yeni sistemle, ayağındaki bütün prangalardan kurtulacak olan ‘’Güçlü Türkiye’’, belli ki Erdoğan ve Türkiye karşıtlarının alayını korkutmuştur… Meşrebine tükürdüğümün volecileri, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve terör örgütleri üzerinden başaramadıkları çökertmeyi şimdide ekonomimiz üzerinden deniyorlar…
Ekonomimiz üzerinden ülkemize ameliyat yapmak için aşeren Soros’un çocukları, serbest piyasa dinamikleri dışında döviz üzerinde ciddi bir baskı kurarak reel piyasalarda manipülasyon yapmak istemektedirler. Özellikle Dolar üzerinden ekonomik kriz çıkarmak isteyen bu malum güruh, aklı sıra döviz kurları üzerinden oluşturdukları kirli algıyla ‘’Erdoğan ile milletinin’’ arasını açabileceklerini zannetmektedirler…
Lakin MHP lideri Bahçeli ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, 2019 seçimlerini öne alarak yaptıkları ‘’24 Haziran Hamlesi’’, Türkiye karşıtlarının alayının oyununu bozmuştur. Fakat son bir aydır ekonomimiz yine kuşatma altındadır. Haçlıların ve içerdeki piyonlarının 2019’a kadar el altından yavaş yavaş uygulamaya koymayı düşündükleri ekonomik ‘’Çökertme Planı’’ bugün itibarı ile artık uygulamaya geçirilmiştir. Ekonomi savaşlarının algılar üzerinden yürütülen bir savaş olduğunu çok iyi bilen bu müptezeller ülkemizi bu kanaldan kuşatmanın derdine düşmüşlerdir.
Belli ki akla ziyan bir şekilde, Türkiye’nin Avrasya’da başarılı bir E7 Ülkesi olmasını hazmedemiyorlar… Siyasi, ekonomik ve askeri bir güç olarak oyun kurucu bir ülke haline gelen Türkiye’yi alışılmış eski eksenine oturtmak için ellerinden gelen her türlü zelil provokasyonu yapıyorlar. Anlaşılan o ki bu deyyuslar ‘’Gezi olayları ile başlayan ve 17/25 Aralık süreci ile devam eden’’ çökertme operasyonunun bir benzerini son bir ay içerisinde tekrar sahneye koymanın derdindeler…
Terör örgütlerine doğrudan ve dolaylı destek vermek suretiyle, ülkemizi boğmak için şeytanla akitleşen bu Haçlı Siyonist İttifakı’nın asıl karın ağrısı; ‘’Dünya 5 ten büyüktür’’ diye haykıran Erdoğan’ı sistemin dışına atmak ve ‘’Erdoğan sız bir Türkiye’’ için seçmenin kafasını karıştırmaktır… Piyasa Ekonomisini yıllardır başarılı bir şekilde uygulayan Türkiye’yi, kredi derecelendirme kuruluşları ve kirli medyaları üzerinden oluşturdukları suni döviz talebi ile dövmek ve piyasaları karıştırmak istiyorlar. Eski Türkiye ve koalisyon hükümetlerinin özlemi ile yanıp tutuşan bu hazımsızlar, yeniden İMF’ye muhtaç bir Türkiye hayali için adeta deliriyorlar…
Eş zamanlı olarak küresel düzeyde ‘’TAMAM’’ algısı ile sosyal medya üzerinden örgütlenen bu küresel çete, akıllarınca FETÖ ve teröristler üzerinden beceremedikleri o hain darbeyi bu seferde kendileri için daha az maliyetli gördükleri ‘’Ekonomik Darbe’’ ile tamamına kavuşturmak istiyorlar. Sözüm ona bu aklı evveller, 15 Temmuz’da tankların önüne yatarak 251 Şehit veren halkımızı ‘’Ucuz savaşçılarla ve Klavye delikanlılarıyla’’ diz çöktürmeye çalışıyorlar. Bu şekilde sözüm ona Halkı ile Erdoğan’ın arasındaki bağı koparacaklarını, halkın hükûmete verdiği desteği sonlandıracaklarını düşünüyorlar…
Belli ki; Yaşanan her şeye rağmen ülke içerisinde yatırımlarına hızla devam eden, sınır ötesinde ABD’ye kafa tutan, Fırat kalkanı ve Zeytin dalı operasyonları ile Afrin’de teröristlere diz çöktüren, kendi milli silahını üreten ‘’Güçlü Türkiye’’ bunların gözünü çok korkutmuş… Belli ki; Dünyanın en büyük Havalimanını yapan, Türk akımını, TANAP, İran doğal gaz anlaşmasını hayata geçiren, birde yetmez gibi Doğu Akdeniz’de doğalgaz arayan, S400 siparişleri veren ‘’Yeni Türkiye’’ bunları çok ürkütmüş… Belli ki; Kanal İstanbul’u hayata geçiren, Ülkenin her tarafına otoyollar, köprüler yapan, hızlı trenlerle şehirleri birbirine bağlayan, artık kendi arabasını üreten, Bakü -Tiflis demiryolunu tamamlayan, Nükleer enerji santrallerinin temelini atan, ‘’Bağımsız Türkiye’’ Türkiye karşıtlarının alayını sukutu hayale uğratmış…
Haklılar ama değil mi!? Alışık değiller böyle şeylere… Gelişmekte olan bir ülke için bunlar çok ama çok fazla şeyler…! İşte asıl sorunda burada.! Bir üst lige çıkmamızı istemiyorlar.! Bizi ‘’hala kendilerine bağımlı vasat bir ülke olarak görmek’’ istiyorlar…
Ekonomimiz saldırı altında olduğu doğrudur, lakin vatandaşımızın da bunların oyunlarına artık karnı toktur. Ekonomimizin de hazinemizin de hiçbir sıkıntısı yoktur. Yapılan müdahaleler tamamen kirli bir ‘’Ekonopolitik’’ algı savaşıdır. Her ne kadar bu finansal saldırı ile içeride huzuru bozmak, yabancı yatırımcıyı tedirgin etmek isteseler de, Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında önemli bir yer tutan, ‘’Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme’’ hedefinden milim şaşma yoktur.! Türkiye, son yıllarda içeriden ve dışarıdan maruz kaldığı bütün saldırılara rağmen halen ‘’Orta Doğu’nun en büyük ekonomisine sahip ülkesi’’ olmaya devam etmektedir.
Ezcümle demem o ki kıymetli dostlar; Artık her şey gün gibi ortadadır. Dışa bağımlılığını hızla düşüren ‘’Müslüman Güçlü Türkiye’’ küresel güçleri çıldırtmaktadır. O zaman ‘’Durmak yok yola DEVAM ’’ diyerek ve bazı eski ezberlerden kurtularak ülkemiz adına sürdürülebilir ‘’Yeni bir ekonomi modeli’’ belirlemeliyiz. Ekonomimizi kırılgan yapıdan uzaklaştırmak için çok ama çok güçlendirmeliyiz. Asya kaplanları ile FETÖ’cü teröristlerin yüzünden dumura uğrayan irtibatımızı yeniden canlandırmalıyız. Bizi ilk fırsatta boğmak için erketede bekleyen Batının, bereketsiz parasını klasik Euro Bond ihraçlarını, elimizin tersi ile yitip, yurt dışı borçlanmada ‘’Asya’ya ve İslami sermayeye’’ yönelmeli, ya da Çin’in Panda Bond piyasasından uygun fiyatla borçlanma yoluna gitmeliyiz.
Soros’un çocuklarını ve lağım farelerini sevindirmemek için bunu mutlaka ama mutlaka başarmalıyız…