“2-3 genç bir araya gelerek eylem yapabilir. Silahımız yoktur diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir. Onlar da çakmak ve kibritle mücadele edebilir” Böyle diyordu PKK’lı terörist başı Murat Karayılan emrindeki “iblis’in çocuklarına”. Öyle de oldu. Son dört yıldır çıkan orman yangınlarının önemli bir kısmını, Türkiye’nin ekonomisine zarar vermek isteyen terör örgütünün gerçekleştirdiği çok açık.

Güvenlik güçlerimizin ülke içindeki terör unsurlarını ezip geçtikten sonra, Irak ve Suriye’deki terör kamplarını yerle bir etmesi karşısında çaresiz kalan örgüt, kendisine en çok yakışan şeyi yapıyor: İçindeki tüm canlılarla birlikte ormanlarımızı ateşe veriyor. Nasıl bu kadar merhametsiz olabilirler diye düşünebilirsiniz. Fakat 40 yılda içlerinde bebeklerin de olduğu 50 bin insanımızı hunharca katleden bir örgüt, ağaca, bu ağaçların içinde yaşamını sürdüren hayvanlara acır mı?

KÜRT ANALARI PKK’YI DİZE GETİRDİ

Şu ana kadar 20’si Adana, 10’u Antalya’da olmak üzere 63 farklı yerde aynı anda başlayan yangınları tıpkı 2019’da olduğu gibi PKK’nın yangın çıkarma birimi olarak faaliyet gösteren “Ateşin Çocukları” isimli terörist yapı üstlendi. Bu insanlık düşmanı saldırıları üstlenirken örgüt aslında taraftarlarına “hala ne kadar koordineli eylemler” yapabildiği mesajını da veriyor. Gerçekte ise bütünüyle köşeye sıkışmış durumdalar.

Önceki gün Diyarbakır Anneleri, HDP binasının önünde “PKK’nın çöküşünü” halaylar çekerek kutladı. İki yıl boyunca, çocuklarını dağa kaçıran bu sözde siyasi partinin önünden ayrılmayan Ayşegül Biçer örgüt mensuplarını çileden çıkaran; Ak Parti’nin MHP ile ittifakı yüzünden Kürtleri kaybettiği şeklindeki siyasi analizleri çöpe atan şu sözleri haykırıyordu: “Burada Türkiye Cumhuriyeti’nin zaferini kutluyoruz.”

MUHALEFET FELAKETLERE BEL BAĞLAMIŞ DURUMDA

Kürt halkının korku duvarını yıkıp PKK’ya karşı net duruş sergilemesi, örgütü orman yangınları gibi düşük maliyetli, fakat örgüt için yüksek getirili eylemlere daha fazla sevk edebilir. Terör örgütlerinin kâr-zarar hesabı bu şekildedir. Fakat asıl utanç duyulması gereken muhalefetin bu tarz afetlerden nemalanma arzusu. CHP’nin ekranından halka parmak sallamasıyla tanıdığımız Can Ataklı, Erdoğan iktidarının seçimle değişmesinin zor olduğunu, ancak yangın gibi büyük felaketlerle bu iktidarın sarsılabileceğini söylerken bu nefretinden dolayı hiç mi utanmaz?

Bu kadar mı aklını, vicdanını kaybettiler? Ormanlarımız küle dönüp, milli servetimiz heba olurken dört insanımızı da kaybettik. İktidarı sarsmak için felaketlere bel bağlayanların hiç mi vicdanı sızlamaz? Ülkemizi bu aşağılık saldırılarla bir çöle çevireceğini sananlar fazla ümitlenmesinler. Çünkü yakılan her ağacın yerine devlet çok daha fazlasını dikiyor. Sanayileşme ve kentleşmenin artmasına rağmen, son 20 yılda orman varlığımız 2 milyon hektar daha artarak 23 milyona hektara yaklaştı.

Herkes kendi duruşunun gereğini yapıyor. Onlar yakacak, yıkacak. Ormandan, ağaçtan, şehrin duvarlarındaki çiçekten, meydanlara dökülen lalelerden rahatsız olacak. Biz ise “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile bugün elinizdeki fidanı dikin” diyen kutlu bir peygamberin ümmeti olarak ağacımıza, yeşilimize, geleceğimize sahip çıkacağız.