Şer konvansiyonu seçim öncesi, AK Parti karşıtı bütün unsurları bir araya getirmiş, bütün cephelerden saldırıyı, son güne kadar koordine etmişti.

Seçim bitti ve ortaya hiç kimseyi memnun etmeyecek bir sonuç çıktı.

AK Parti, tek başına iktidar olma şansını yitirdiği halde yine birinci partiydi. Üstelik yüzde 41 gibi muhalif partilerin rüyalarında bile görmeyecekleri bir oranla birinci gelmişti.

Tek başına iktidar olamaması AK Parti açısından bir tür mağlubiyet gibi karşılandı.

Buna mukabil, muhalefet partileri, kelimenin tam manasıyla bayram ediyorlardı.

Ne için?

Kendilerine iktidar imkanı doğduğu için mi?

Tabii ki, hayır!

Onlar, kendilerini aynı çizgiye getiren efendilerini, AK Parti’nin tek başına iktidarını engelleyerek memnun ettikleri düşüncesiyle sevince boğuluyorlardı.

Ama gelin görün ki, kazın ayağı hiç de öyle değildi.

AK Parti tek başına iktidar olamıyordu belki fakat geri kalan partilerin iktidar olma şansı bir hayli zayıftı. Zira seçim öncesinde illegal bir biçimde koalisyon yapan bu partiler, halkın önünde bir araya kolay kolay gelemezlerdi.

Muhtemel bir CHP-MHP-HDP koalisyonunda, MHP ve HDP’nin bir sonraki seçimde hüsran yaşayacaklarını söylemek elbette ki, kehanet olmazdı. Bu koalisyon, ister üçünün bir araya gelmesiyle, ister ikisinin birlikteliğine diğerinin dışarıdan destek vermesiyle olsun, sonuç değişmeyecekti.

Bütün ihtimallerin zorlanmasına rağmen AK Parti’nin içinde olmadığı bir koalisyon formülünün çok kısa sürede iflas edeceği ve akabinde yapılacak bir erken seçimle bu kez geri dönmemecisine iktidarın AK Parti’ye geçeceği görüldüğünden ve AK Parti’nin koalisyonun büyük ortağı olması istenmediğinden, zoraki de olsa yeni bir senaryo devreye sokuldu.

AK Parti içerisinden yeni bir parti üretmek!..

Evet, eldeki işe yarar tek ihtimal onlar açısından sadece budur. Bu yüzden, Koru’cu Fehmi’ye ilk nokta atışı yaptırıldı. Hemen ardından birkaç gün sonra Ahmet Sever isimli kripto Paralelci Hürriyet’e konuşturuldu.

Hepsinde hedef, AK Parti’nin bizzat kendisi oldu.

Kullanılan argümanların suret-i haktan görünmesine titizlikle dikkat edildi ve tartışmaların AK Parti’nin içine sıçraması için bütün fitne unsurlarının fitili ateşlendi.

Şimdi, dört gözle bu fitne çabasının sonuç vermesini bekliyorlar.

Fitneye kimlerin alet edildiği çok da önemli değil açıkçası. Önemli olan, AK Parti içerisinden bu çabaya çanak tutacak kimsenin çıkmaması.

AK Parti elbette ki, seçimde beklemediği bir sonuca ulaşmasına neden olan sorunları teşrih masasına yatırıp kendini bu süzgeçten geçirecektir, buna kuşku yok. Ama nasıl bir özeleştiri yöntemi gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, bu asla, fitnecilerin işine yarayacak bir formda olmamalıdır.

İşte bu yüzden, Fehmi Koru ve Ahmet Sever’le başlatılan fitne taarruzuna yekvücut olup karşı koymak gerekiyor.

Ne Reis’i ve ne de Hoca’yı asla tartışma konusu yapmadan bu fitne savuşturulmalıdır.

Aksi takdirde, beynelmilel şer odakları ile bunların Türkiye’deki zavallı maşaları, seçimde başaramadıklarını bu yolla elde etmiş olacaklardır.

Euzubillahimineşşeytanirracim!..