Türkiye, tarihinin en kararlı terörle mücadelesini yürüttüğü dönemden geçiyor. Bu anlamda, tüm güvenlik güçlerinin koordineli ve uyumlu çalışması ile de terörle mücadelede olağanüstü bir başarı da ortaya çıkıyor.
Ayrıca Terörle mücadelede son sistem teknolojik cihazların kullanılması ile de terör örgütlerine nefes aldırılmıyor. Mesela SİHA’lar (Silahlı insansız hava aracı)…
SİHA’ların kullanılmasından sonra teröristlerin çığlıklarını HDP ve CHP’li siyasiler tarafından Meclis’e taşındığını görmüştük.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, terör örgütü PKK’ya ağır darbe vuran SİHA’ların terörle mücadelede kullanılmasının doğru olmadığını söylemek için Meclis’te basın toplantısı bile düzenlemişti.
Terör örgütü PKK’ya ait olduğu belirtilen 60 kilo patlayıcının da önceki gün İstanbul’da bir minibüste yakalanması da gösteriyor ki, güvenlik güçlerin teröristlerin her daim ensesinde. Ülkeye hizmet amacını taşıyan hiçbir siyasi parti, insanlara sinsice bomba ve silahlarla saldırmak için kurulan terör örgütünü destekleyemez. Peki destekleyenler neyin nesi? Onların ipleri de terör örgütlerinin iplerinin bağlı olduğu yerde olduğunun kanıtıdır.
Sadece terör örgütü PKK değil, FETÖ ve diğer tüm terör örgütlerine yönelik ortaya konan güvenlik güçlerinin başarısı göz dolduruyor. İçeride terör örgütlerine darbe vurulup, vatandaşlara güven verildikçe, dış güçler de ayaklarını denk alacaklardır. Bu böyledir.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hanımefendi Erdoğan’ın daveti ile katıldığım 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile sohbet etme imkânı buldum.
İçişleri Bakanı Soylu, neredeyse 24 saat çalışan bir bakan. Terörle mücadelede elde edilen başarıda çok önemli payı var. Her Karadenizli’de olan çalışma heyecanı ve azmi onda biraz daha fazla da var.
Sohbetimizde, Süleyman Soylu’nun oğlunun aracının İstanbul’da polisler tarafından arandığı, Emniyet müdürünün de İçişleri Bakanı Soylu’nun telefonuna çıkmadığı iddiasını köşesine taşıyan ve daha sonra haber olan bir köşe yazarının yazısı gündeme geldi.
Bakan Soylu tabii ki iddiaları yalanladı ve kendisine karşı bir operasyon çekilmeye çalışıldığını ifade etti. Dahası iş yoğunluğundan bu tür dedikodulara ayıracak zamanı olmadığını da söyledi. Bakan Soylu terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürmede en ufak taviz vermediklerini de ifade ederek, üç kere kızımın etrafından teröristlerin yakalandığının altını çizdi.
Terör ve teröristle mücadelede canını ortaya koymak, vatan sevgisinden başka bir şey değildir. Bu mücadeleyi canı pahasına veren her bireyi desteklemek görevimizdir. “Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli. Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.”
İçişleri Bakanı Soylu, şimdi de CHP’nin hedefinde. Ne imiş, Soylu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Sen Bittin” demiş. Bu bir tehditmiş. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söyledikleri nedir peki? Yenilir yutulur şeyler mi? Onlar tehdit değil de bu mu tehdit?
“Sen Bittin” siyasi bir söylemdir ve siyaseten bir parti liderinin bitişini anlatır. Ben böyle anlıyorum ama CHP böyle anlamıyor. Neden mi? Çünkü amaç bağcıyı dövmek. SİHA’lar ile ilgili yapıkları açıklamanın kamuoyu önünde bir değeri olmadığını, belediyelerindeki yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığını gördüler ve başka yönden vurma derdindeler.
Bence de CHP Genel Başkanı bitti. Çünkü tüm söylemleri boş çıktı. Millet elbette sandıkta bunun cevabını direkt soracaktır.
Selam ve dua ile…