7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar geçen süreçte siyasetin belirleyici aktörlerinden biri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu.
Önce, TBMM Başkanı seçilirken, 80 milletvekiliyle oylamaya katılmayarak, AK Parti’nin adayı İsmet Yılmaz’ın başkan olarak seçilmesinin önünü açtı. Arkasından, 2002 yılında olduğu gibi ‘sürpriz’ bir erken seçim çağrısı yaptı.
Daha sonra, ne koalisyon hükümetine ne seçim hükümetine ne de Meclis’ten çıkacak bir seçim kararına ‘evet’ dedi. Her şeye ‘hayır’ diyen adam olarak kayıtlara geçti. Hatta bir anda sosyal medya fenomeni oldu, ‘Bugün kendimi Devlet Bahçeli gibi hissediyorum, canım bir şey yapmak istemiyor!’ twitleri atıldı.
Bu sürecin tek belirleyicisi ve şaşırtan adamı Devlet Bahçeli değildi elbette. MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim hükümetinde yer alma teklifini kabul ederek, bir anda dikkatleri üzerine çekti.
MHP’nin kurucu lideri, ‘başbuğu’ Alparslan Türkeş’in rahle-i tedrisinden geçmiş bir isim olarak siyaset sahnesinde bulunan Tuğrul Türkeş’in hayatı, hep sürprizlerle dolu oldu.
1997’de Alparslan Türkeş’in vefatından sonra yapılan ilk kongrede genel başkan adaylarından biriydi. Karşısında ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli vardı. Oldukça hararetli geçen kongrede, ikinci turda Türkeş rakiplerinin birleşmesi üzerine Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu kürsüyü işgal ederek, “İllegaliteyi başlatıyorum” dedi. Havada sandalyelerin, koltukların uçuştuğu kongreye ara verildi.
Devlet Bahçeli’nin genel başkanlığa seçildiği kongre sonrasında Tuğrul Türkeş, hareketle yollarını ayırarak Aydınlık Türkiye Partisi’ni kurdu. 27 Kasım 1998’de siyasi hayatına başlayan partide, ülkücü harekete bir şekilde küsmüş, yollarını ayırmış kişileri etrafında topladı. Yeni bir parti çatısı altında siyaset yapmakla kalmadı Türkeş, Ülkü Ocakları’na alternatif olarak ‘Ata Ocakları’ kurup oradaki kadroları da büyük oranda kendi yanına çekti.
2002 yılına gelindiğinde, Doğru Yol Partisi ile birlikte hareket etme kararı alan Türkeş, seçime ittifakla girdi. Kayseri’den milletvekili adayı oldu ve 3 Kasım seçimleri öncesinde bu şehri kendisine mekân tuttu. Türkeş dışında birkaç isim daha DYP listelerinden aday oldu. Ancak DYP barajın altında kalınca, Türkeş’in Aydınlık Türkiye Partisi’ndeki hayatı sona erdi. Hem genel başkanlığı hem de siyaseti bıraktı.
Bir dönem siyasetten uzak kalıp kendi köşesine çekilen Türkeş, 2007 seçimlerinde yeniden karşımıza çıktı. Kongrede kendisine rakip olan Devlet Bahçeli’nin davetiyle MHP’ye yeniden katıldı. 3 dönem üst üste milletvekili seçildi. Hatta, 2011 seçimlerinde bir değil iki Türkeş birden milletvekili oldu. Yıldırım Tuğrul Türkeş, MHP’den Ankara Milletvekili seçilirken, kardeşi Ahmet Kutalmış Türkeş ise, AK Parti’nin İstanbul Milletvekili oldu.
Tam herkes, ‘Evet Türkeş MHP’li oldu’ derken, yeni bir atraksiyon geldi. Türkeş, seçim hükümetinde bakan olmayı kabul etti. Disiplin Kurulu’na da sevk edildi, duymadığı söz de kalmadı. Başbakan Davutoğlu’ndan ise, ‘kritik bir dönemde devlet adamlığını ortaya koyduğu’ için takdir aldı.
Hakikaten, şaşırtan adam Tuğrul Türkeş. Bundan sonra olacakları bekleyip göreceğiz…