İnsan İzi Uluslararası İnsani Yardım Derneği kurulalı henüz birkaç ay oldu. Ben de içerisinde görev almaktan son derece keyif aldığım derneğin ilk kampına geçtiğimiz hafta katıldım.
Güneşli bir gündü, hafif de serinlik vardı. Aracımı sürdüğüm yollar insanlık açısından da yeni bir yolculuğa çıktığımın farkında gibiydi. Gittikçe gönlüm ferahlıyordu. Aydınlık günlerin habercisi bir gün geçireceğime emindim. Bolu’da konaklayacağımız otele sonunda ulaşmıştım. Farklı siyasi görüşlere sahip, farklı renkte ve kılıkta birçok insan iyilik için iz bırakmak derdiyle buluşmuştu. Derin stratejiler uygulamadan da bu işin başarılabileceğini hissettim, kampta küçük bir Türkiye fotoğrafı gördüm adeta!
Kampın 2. Günü İnsan İzi Uluslararası İnsani Yardım Derneği Başkanı Umut Sarıkaya projeleri tanıttı. Açıklanan projeleri saatlerce konuşabiliriz. Fakat ilgimi çeken ve sizlere aktarmak istediğim konu insani yardımı kültür sanatla entegre etme meselesi. İnsan İzi bu konuda açıkladığı ve uyguladığı projelerle şimdiden fark yaratacağa benziyor.
Çalışmalarını Afrika üzerine yoğunlaştıran İnsan İzi, Afrika Çocuk Şenliği ve Bez Bebek Atölyesi gibi çalışmalarını gerçekleştiriyor. Türkiye’deki gönüllülerin ellerinde amigurumi sanatıyla dokunan bebekler Afrika’da daha önce oyuncakla tanışamayan çocukların dünyasını süslüyor. Fotoğraflarda bile onların gözlerindeki sevince dalıp dalıp gidiyoruz. Destansı şiirler yazmak istiyorum. Sonra düşünüyorum, en güzel destanı onlar yazacak, inanıyorum!
Gönüllülerimizin içerisinde bir de mezat grubu vardı ki onların iyilik tutkuları çok özel bir yer tuttu bende. Sosyal medyada kurdukları mezat sayfasında sattıkları kitapların parasıyla bir köy okulu onarımı yapmak istemeleri çok özel. Bireyin iç dünyasını nasıl iyiliğe açabileceğinin güzel bir örneğiydi.
Bu projelerin yanında kültür sanatla ilişkilendirilebilecek birçok proje açıklandı ama ben bir tanesini anlatmak ve bir yardımlaşma derneğinin neden buna dahil olması gerektiğini birkaç cümleyle özet geçmek istiyorum. Bizler iyilik yaparken ya da yardımda bulunurken ilk olarak yaraya merhem olmak derdindeyiz. Fakat yeni bir yara açmamak için sürülen merhemin cinsinden pek haberimiz yok gibi. Afrika’da koli dağıtıyoruz, dağıtmalıyız. Kurban kesiyoruz, daha fazla kişiye ulaşmalıyız. Fakat daha az ihtiyaç sahibinin olması için sivil toplumun ne yapabileceğini tam olarak kavrayamıyoruz.
Sivil toplum, Afrika’nın kendi kendine kalkınması için ekonomik, sosyal ve kültürel projeleri harekete geçirmeli. İnsan İzi, ‘Güçlü Aile Kalkınan Afrika’ projesiyle bunu gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu projesini de kültürel anlamda taçlandırmak istiyor.
Afrika Müzik Okulu projesi ve hayali de en az su kuyusu açmak kadar önemli diye düşünüyorum. Bu okullarda yetişen ve büyüyen gençlerin yeşermesini ve ülkelerine daha sağlam kök salmalarına vesile olacak bir proje. Afrika, sömürgecilik faaliyetlerinden dolayı çok fazla acı çekmiş ve kültürünü kaybetmekle karşı karşıya olan bir iklim. Dünyada çok sayıda Afrikalı iyi müzisyen var fakat birçoğu kendi ülkesinde yaşamıyor. Projede bu müzisyenleri de dahil ederek kurulacak müzik okuluyla Afrikalı genç müzisyenleri ülkelerinde tutmaları hedefleniyor.
Bu projeyle Afrika’nın zengin müzik kültürüyle tanışacağız. Yalnız derdi karnını doyurmak olan bir çocuk; hayal etmeyi, müzik yapmayı, şarkı söylemeyi öğrenecek. Bu gençler de sanatlarıyla dünyayı ayağa kaldıracak. Ne derinlikli ve iz bırakan bir iş. Umut ediyorum ki öyle olsun.
Daha fazla iyilik ve sanat dolu günler diliyorum.