Bildiğiniz gibi 29 Eylül’de, İstanbul Ataşehir’in Ferhatpaşa Mahallesi’nde bir yaratığın başörtülü bir hanımefendiye saldırdığı görüntüler düştü ajanslara. Yolda yürürken omuz attığı kadının “Yavaş olur musunuz?” diye insanca ikaz etmesiyle bu ikazdan çok rahatsız olup yumruk atan şahsiyet/siz ise kısa sürede yakalandı.
Olay, basına yansıyınca tepki büyük oldu ama bence olaya daha farklı yaklaşmak gerekir:
Birincisi; insan olmayan, insanlıktan nasibini almamış olan bir yaratığın, insanlar için yapılmış olan kaldırımda yürümesinden dolayı öncelikle belediye ve kamu kurumları sorumludur. Bu yaratığın insanların içine çıkmış olmasından dolayı gerekli tedbirleri almamış olanlar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.
İkincisi; yumruk atılmış olan hanımefendiyi suçlu buluyorum. Size çarpmış olan yaratığın nasıl bir mahlûk olduğuna dikkat etmeden insanca bir uyarı yapmakla çok büyük bir hata etmişsiniz. Tipine bakınca saldırabileceğini, normal bir insan emareleri taşımadığını fark etmeliydiniz ve bulduğunuz en sert cisimlerle bu saldırgan yaratığı kendinizden uzak tutmalıydınız.
Üçüncüsü; bu yaratığı yıllarca okullarda tutup da insanlığa kazandıramayan eğitim sistemini ve öğretmenleri sorumlu tutuyorum. Bu adam olamamış şahsiyet/siz/i ya insanlığa kazandırmalı ya da insanların olduğu ortamlardan çıkarıp insanlığa hizmet edebilmeliydiniz.
Dördüncüsü; aile bu yaratığı sokaklara salarken neden gerekli tedbirleri almamıştır? Haydi bu yaratığı eğitip topluma kazandıramadınız, en azından boynuna “Dikkat saldırabilir, tehlikelidir!” gibi bir levha falan assaydınız ya!..
Bir de bu kişi Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiymiş. Aman Allah’ım!.. Bunun okulu bitirip bir hastanede, bir sağlık kuruluşunda görevlendirildiğini düşünebiliyor musunuz? Bunun eline düşen hastanın, hasta yakınlarının hâli nice olur? Bu konuda da kurumlarımız gerekli tedbirleri alıp hasta ruhlu birine hasta teslim etmek gibi bir garabetin önüne geçmeli!..
“Mey biter saki kalır,
Her renk solar haki kalır,
Diploma insanın cehlini alsa da;
Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır…”
diyen Fuzuli, hiç de fuzuli konuşmamış.
“Bed asla necâbet mi verir hiç üniforma,
Zer-dûz palân vursan eşek yine eşektir.”
der yine Ziya Paşa!..
Bu kadar cehalet ve insafsızlık ancak tahsille mümkündür. Anadolu’nun cahil, mektep görmemiş ortalama insanının hiçbirisinin bu kadar insanlıktan çıkacağını sanmıyorum.
Saldırgan tutuklandıktan sonra abisinin açıklamaları vardı. Bu konuda ailesini kesinlikle suçlamıyoruz, onlar da mağduriyet yaşıyor belki, Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Ama açıklamadaki bir detay, insanı çileden çıkarıyor. Kardeşinin asla böyle bir insan olmadığını ve psikolojik sıkıntıları olduğunu söylüyor. Tiksiniyorum bu savunmadan!.. Her türlü haltı ye, sonra psikolojik rahatsızlığı var diye bir rapor sun ve cezadan yırtsın!.. İnşallah, bu bahaneyle salıverilmez.
Gerçekten rahatsızsa da hastaneye yatsın ve bir deliye yapılan muamele yapılsın. Akıllı bir insanın faydalanabileceği hiçbir aktiviteye katılamasın ve toplum içine başıboş salınmasın!..
Yoksa deliler yüzünden akıllıların hayatı zindan olmaya devam edecek!..