İnsan olmanın değeri nedir diye sorulursa eğer; “Eşrefi mahlûkat olarak (yaratılmışların en şereflisi) yaratılmış” olmaktır derdik.

İnsanın kendi çaba ve gayretleri ile edindiği bazı kazanımları vardır ki bunları ‘profesör, doçent, mimar, avukat, bakan, vali, kaymakam’ gibi kelimelerle örneklendirebiliriz.

Lakin hiçbir kelime insan olmanın önüne geçmez.

O nedenle dünyada olan bazı şeyler herkesin, her yaratılmışın kullanım hakkıdır.

En basit bir örnekle su.

Görevi her ne olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın, hangi makamda oturuyorsa otursun su kullanımı bütün insanların en doğal hakkıdır.

Yakın zamandan bir örnek verecek olursak…

Hakkâri’de yaşayan bir insan olmak!

Su kullanım hakkının elinden alınması için bir sebep değildir.

Ama gel gelelim teröristlerin siyasi uzantısı olan parti tarafından, kendilerini seçen ve “Bizi yönet” diyen insanlar bu kişilerce mağdur edilmişler.

Ne zaman ki Hakkâri’ye devletimiz tarafından kayyım atandı o zaman bu mağduriyet sona erdi.

Hakkâri Vali Yardımcısı Cüneyt Epcim’in kayyım olarak başkan atanmasından daha önce kendilerine günde üç saat su verilen vatandaşlar şuan on saatlik su hizmetinden yararlanıyorlar.

Bu hizmetin 24 saate çıkarılması için çalışmalar başlamış bile.

**

Evet bazen, bize hizmet et diye başa getirilen insanlar sizin mağduriyetiniz ve tabii olan haklarınızı elinizden almak için çalışır.

Şırnak, Mardin, Siirt, Hakkâri, Van, Tunceli il ve ilçeleri ilk anda aklıma gelen yerler.

Gitmediyseniz eğer, korkmayın ve gidin görün hizmet neymiş, nasıl yapılırmış…

Uzun lafın kısası insana verilen değeri anlamak için bizlere yardımcı olur.

Ayrıca bazı ilçelerimizde mülki idare amiri olan kaymakamlar kayyım olmasa bile çalışmayan, vatandaşa hizmeti hızlandırmayan seçilmiş belediye başkanlarını usulü lisan ile uyarıp hizmeti hızlandırmakta.

Yazının baş kısmında saydığımız bazı kazanımlar ‘Prof. vb.’ ancak insanlara hizmet edildiğinde bir anlam kazanır.

Eğer insana hizmet etmekte bir fayda sağlamıyorsa o halde tükettiği ömre yazık!