Toplumların birlikte yaşamalarından kaynaklı ortak bir içtimaı hayata sahip oldukları önemli bir gerçektir. Birlikte yaşam, birbirine faydalı olma birbirlerinden haberdar olmakla eşdeğerdir. Bugün birçoğumuzun içinde bulunduğu şehir hayatında alt komşunun üst komşudan haberdar olmadığı, olamadığı bir hayatı yaşıyoruz.

Ülkemizdeki seçilmiş idari sistemin en küçüğü olan muhtarlık da yine en küçük yönetim birimi olan mahalleler üzerinde etkin bir pozisyondadır.

Mahalledeki nüfus kayıtlarının tamamına ilk elden muhtarlar ulaşabilir. Muhtarlar şahısları tanıma imkânına sahiptir. Tanımak için gerekli girişimleri ortaya koyduğunda tüzel kişiliği dolayısıyla insanlar tarafından takdir toplaması dahi mümkündür.

E-Devlet sistemi organize edilmeden evvel muhtarlıklar halk ile daha bir içli dışlı olabiliyordu. Şimdilerde muhtarlıkların düzenlemeye yetkili olduğu ikametgâh ilmühaberi, nüfus cüzdanı/kayıt örneği, fakirlik belgesi daha çok köylerde olmak üzere hayvan satış belgesi, menşe şehadetnamesi vs. evraklar artık devletin elektronik sisteminden temin edilebiliyor.

Muhtarların genel görev tanımlarında mahallelerde yaşam kalitesini arttırmak, belediye ve diğer kamu kuruluşları ile ilişkilerin yürütülmesini sağlamak, mahalle sakinleri için ihtiyaçları belirlemek ve resmi evrakların düzenlenmesiişlerini ihtiva etmektedir. Ancak mezkûr ilişkileri yürütmek ve yaşam kalitesini artırmak dışında iş kalemi kalmıyor ki… Zaten yaşam kalitesini artırmak için de resmi ve de gayriresmi ilişkileri yürütmek zorunluluğu vardır.

Muhtarın bilinen ödevlerinin dışında biraz daha özel bir çalışma alanı hem de yaklaşan zamanı öncesi dikkat çekmek için gündeme getirmeyi uygun gördüm.

Kurban Bayramı yaklaşıyor. Kurban Bayramı’nda varlıklı insanlara vacip olan ibadeti yerine getirebilenler var. Bir de imkânları el vermediği için eda edemeyen insanlar var. Ancak bu iki kitlenin ortak bir burukluk yaşaması kaçınılmaz olabiliyor.

Bir kısmı,“Biz Allah(cc) için kurban kestik ama ya kesemeyenlere nasıl ulaşacağız keşke gerçekten ihtiyaç sahipli olan kesemeyenleri bilseydik” diye arzuluyor. İmkân dahilinde olmayan ailelerde ise çocuklarının kurbandan mahrum olmalarından dolayı duydukları üzüntü ile bizimle paylaşan kardeşlerimiz olsa şeklinde tezahür ediyor.

Kurban paylarının taksimi ve huzurla dağıtımı kurbanın bereketi açısında da çok önemlidir. İşte hem bu ortak bereketin sağlanabilmesi için hem de layıkıyla eda için fakirlerin tespiti, kurban kesemeyenlerin de kurban bereketinden istifade etmesinin sağlanması noktasında muhtarlara çok önemli bir görev düşmektedir.

Daha kısa şekliyle muhtarlar;

Bir mekân belirleyebilir payları toplatıp ihtiyaç sahiplerinin rencide olmadan almalarını sağlayabilir.

Kurban öncesinde kurban kesemeyeceklerin tespitini yapıp kurban günü vakit kaybetmeden pay vermek isteyenler ile köprü olabilir.Kurban kesen ile kesim yapamayan aileler buluşturulup ilk etapta pay dağıtımı ardından da eğer sürekli ihtiyaç sahipliği söz konusu ise zekat ve sadakaların devamını sağlayabilirler.