Siyaset güven esaslıdır.
Siyasi ömrünüz, güven duyduğunuz insanlardan oluşan yeterli bir kadro kurmanıza bağlıdır.
Sağlam bir ideolojik zemin, ortak bir ‘davanız’ yoksa siyaseti birlikte icra edeceğiniz güvenli insanları bir araya getirmek zordur…
Eğer sağlam bir çekirdek kadro, sağlam bir ‘Lider’ etrafında oluşmuşsa ve sosyolojisi olan bir politika üretebiliyorsa, lazım olandan fazla ‘tuleka’ ansızın etrafına birikerek siyasi yükseliş ivmesine hız katar.
(Tuleka; Mekke’nin fethinde, korku ve menfaat nedeniyle Müslüman olduğunu söyleyen müşriklere, Peygamberimizin (sav.) verdiği isimdir.)
Tulekanın en büyük özelliği iktidar ve istikbal vaat eden siyasi organizasyonların kokusunu herkesten önce almasıdır…
AK Parti, sosyolojisi olan bir dava ve sağlam bir lider etrafında çok hızlı bir organizasyonla iktidar olup bu günlere geldi.
Aslında AK Parti, şimdiye kadar kurulabilen en büyük siyasi koalisyondur. Devlet kadrolarında ve siyasette, FETÖ’nün hizmet sektöründen, eski partilerin yağ bağlamış tabakasından oluşan geniş bir tuleka takımının hızla bu siyasi organizasyonla entegre olması erken prim yapmasını da sağlamıştır…
AK Parti’nin çekirdek kadrosunun geldiği, ‘Milli Gençlik, Büyük Doğu, MTTB, Akıncılar vs.’ gibi ‘İslamcı Kuşak’ mirasının tuleka kesiminin sahip olduğu siyasi/politik/devlet tecrübesine sahip olmaması nedeniyle birçoğu kenarda sessizce kaldılar.
Reis’in tecrübe edinsinler diye yanına aldıklarının birçoğu da ne yazık ki, tulekanın yaşam biçimine kapılıp yok oldular…
Öte yandan, hem içerden hem dışardan derin bir vesayet altında oluşmuş sistem içinde, tek başına iktidar olmaktan, iktidar kalmak çok daha zordu.
Reis’in, yüksek liderliği, bütün bunlarla birlikte katışıksız ‘Milli’ oluşunun da doğurduğu zorluklara rağmen bu günlere gelinebildi…
Türkiye’nin bu siyaset logaritması, onca boğuştuğu küresel güç güdümlü terör örgütlerine dünyayı yöneten küresel güçlerin bir ay dayanabilmeleri imkansızdır.
Tabi her şeyden önce unutulmaması gereken, ‘Kaderin üstünde bir kader vardı…’
Ne zaman izledim hatırlamıyorum.
Putin’in Natenyahu tarafından karşılandığı bir video izlemiştim.
Putin’i dışarıda bir kadın sekreter karşılıyor ve bir odaya refakatinde götürüyordu. Odada İsrail lideri bir masada oturuyor, ayağa kalkmadan elini uzatarak Rus liderini karşılıyordu.
Bu haliyle servis edilince, dış işleri elemanına küçültücü muamele çekilen bir ülkenin humoru kalın İslamcı entelijansyası evladiyelik komplo teorileri çıkardılar. Oysa sorun çok basitti, Natenyahu’nun ayağı alçıda olduğu için ayağa kalkmamıştı…
Kamuoyuna, kaşarlanmış vesayet uşakları tarafından servis edilen manipülatif malumata, muteber haber hükmünde bakarak siyasi taraf olanların, bitaraf olması kaçınılmaz bir sondu…
Demem o ki; AK Partinin uzun iktidar süreci içinde, iktidara yakınlık kılıfı içinde manipülatif malumat ve bu malumattan komplo teorileri üreterek satış yapan yeni tip pazarlamacı yazar çizer takımı ile bitmeyen dava nostaljisi ile beceriksiz ve yeteneksizliğini örten, iktidar çevrelerince kakılmış takım, tıpkı CHP ve eliti gibi referandumda ‘Hayır’ çıkmasına son umut olarak sımsıkı sarılmış durumdalar…
Bekrauntlarındaki malumat birikintisinin üzerinden ürettikleri komplo teorileri kendilerini fena halde yanıltmaktadır.
Kendi yalanına inanan çoban misali kuzuyu kurda kaptırdılar.
İçlerinde ‘İslamcımsı’ küçük köylü tilkisi olan yazar takımı ise dudaklarında, zapt edemedikleri müstehzi bir tebessümle ıslık çalıp parmaklarında zincir çevirerek beklemekteler.
‘Hayır’ çıkarsa, bak bunlar ‘Evet’ e destek vermemişti, ‘Evet’ çıkarsa,
‘Bunlar bizden’ di vehmini avantaj zannetmekteler.
15 Temmuz Dirilişi’nin mahiyetini, 16 Nisan ve sonrasındaki yeni sistemin uygulanışında sindire sindire anlayacaklardır vesselam…