Kafasında İBB Başkanlığı’nı bitirmiş olan Ekrem’in başkan olduğuna bin pişman hallerinden anlıyoruz ki, kendini Cumhurbaşkanlığı koltuğuna atarak kurtulmanın hesaplarını yapıyor.

Haksız da değil hani…

Kışın karla boranla, yazın tozla dumanla uğraşmak iş değil ki Ekrem için.

Çünkü o bir tatil adamı…

Bir yerinde otobüs yanar, bir yerinde metrobüsler kafa kafaya çarpışır, bir yerde metro inşaatı toprakla doldurulur, bir yerde temel atmamak için törenler yapılır.

Nedir bu İstanbul’un Ekrem’den çektiği değil, nedir bu Ekrem’in İstanbul’dan çektiği.

Ekrem Ekrem olalı, 2000 yıllık şehir İstanbul’dan daha büyük bir zulüm görmüş müdür?

Her şeyde keşmekeşlik, her şey bir birine girmiş ve her şey bir yönetilemezlik sarmalı haline gelmiş.

Her gün bir tatil olsa, her gün bir rakı balık, her gün bir büyükelçi ziyareti ne ala...

Ekrem’e böyle gelin...

Bak nasıl yapılıyor başkanlık, o zaman görün siz.

‘Abartıyorsun’ diyecekseniz…

Ekrem, Kılıçdaroğlu’nun, “Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin. Bütün arkadaşlarıma söylüyorum; Eğer 'Hayır biz mevcut durumdan memnunuz' diyorsanız yolunuz açık olsun, ayrılın bizden” restine restle cevap vererek, bundan bir tatil fırsatı çıkarmadı mı?

Hemen bir Karadeniz turu tertip etmedi mi?

Kılıçdaroğlu, “Ya bir yol bulun, ya bir yol açın, ya da yoldan çekilin” dedi.

Ekrem;

“Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız ya da tozu dumana katacağı” diyerek yollara revan olmadı mı?

Rize’de Erdoğan’ın yani mevcut durumun posterinin altında, “Seçimi elimizden almaya kalktılar. Ne yaptınız, ikinci seçimde dersi verdiniz mi? Bir daha yapsalardı iki katı olurdu, üç katı olurdu. Onun için varsayın ki o seçimden sonra, üçüncü seçim bu. Ona göre fark atacağız” diyerek Cumhurbaşkanlığı Seçim Kampanyasının başlangıç vuruşunu yapmadı mı?

Dikkat ettiniz mi?

Ekrem’in İstanbul’dan çıkışına Boğaz’daki yunuslar bile sevindi. Sevinçlerini havalara sıçrayarak ve tekrar boğazın serin sularına dalarak belli ettiler.

Ama Ekrem bunu, “İstanbul Boğazı’nda bayram sevinci…” diye paylaşarak hakikati görmedi, göstermedi.

Ekrem’in İstanbul’dan çıkışına İstanbullular da seviniyor olmalı.

İstanbulluların sevinçlerinin kalıcı hale gelebilmesi için Ekrem’in Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olması gerekiyor.

İstanbullular düşünsün…

Meral Hanım cepte, Kılıçdaroğlu nasıl ikna edilecek?

Zoroğlu zor…

Aday olabildi diyelim…

Bu sevincin böyle devam etmesi için bir de üstüne üstlük seçimi kazanması da gerekiyor.

İstanbullular bunu da düşünsün…         

Size biraz mütenakız bir durum gibi görünüyor olabilir ama İstanbulluların Ekrem’in seçimi kazanması için canla başla çalışmaları gerektiğini düşünüyorum.

Yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmaması için.

 ‘Ne olacak iki seçim arasında bir yıl bile yok’ demeden;

Eğer aday olur da kazanamazsa, kâbus geri gelecek.

Daha bir hırçın, hızlı ve öfkeli ve daha bir tatil müptelası olarak…

Kötü günler geride kalacak, daha kötü günler başlayacak…