Yaralanmış meyve hangisi deseler,
Adını verirdim.
Sabır tanesidir kızıl gözyaşları.
Sessiz çoğalıştır; gül yüzlü bereketin sembolü sayılsa yakışır.
Tükenen yazın; veda eden sıcağın kendi haline rızasıdır nar.
Ben de böyle ümit diye çoğalıyorum kalbimin taraçalarında.
Böyle böyle azalıyorum, nefes tüketiyorum avucumun çizgilerimde.
Ömrümün Eylül’üne taşınıyorum kanlı gözyaşlarımla.
Hazan mevsimine sürgün ediyorum damlayan utançlarımı.
Kalın kabuklar ardında kırılgan nezaketler saklar.
Fikrimce, denizin istiridyesi neyse karada nar odur.
İçinde kızıl inciler büyütür, biri bin eden sabrın sembolüdür.
Âşıktır nar, kanlı gözyaşları var.
Sevdası var, kalbi hep bahar.
Ömrümün Eylül’ünde üşüyen yanlarımın çatlağından sızdı sevda.
Gölgeleri uzadığında hüzünlerimin, dal uçlarıma kızıl yüzlü sevinçler bahşettin, biliyorum.
Yüzüm yok; hatalıyım, ayıplarım lâl etti dudağımı.
Sana, biri bin eden, hüzünlü sabrı bin neşeye çeviren nar tadında geliyorum.
Uzanıyorum vaktin musallasına; utaNARak toprağa düşüyorum.
Sokuluyorum merhametine; hasretinin parmak uçlarında dökülüyorum.
Nar tadında ölüyorum…