Ormanda dolaşan iki avcıdan biri, birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür. Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. ”Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar. Telefondaki ses  ”Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.” der. Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir. Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: ”Evet, tamam söyle şimdi ne yapacağım?”

Sanırım Bay Kemal de giderayak ‘’CHP’nin öldüğüne’’ iyice emin olmak istiyor. İşte bu yüzden partisinin kafasına son kez sıkmak için, 31 Mart yerel seçimlerini iple çekiyor. Lakin yıllardır akıntıya karşı kürek çekerek, sürekli yenilgi yaşayan Bay Kemal, bu sefer nedense çok ama çok gergin. Oysa her zaman olduğu gibi; bu sefer de yine büyük bir hezimet yaşayacağını, onuncu ve son kez nakavt olacağını biliyor. ‘’On olsun son olsun’’ diyor ama lakin bu sefer pabuç çok pahalı. Erketede gözü dönmüş bir vaziyette; ‘’Oğuz Kaan Salıcı, Metin Feyzioğlu ve Muharrem İnce’’ gibi birçok alıcı kuş, sorunsuz bir şekilde onun yere çakılmasını bekliyor. O da kukumav kuşu gibi bunu düşünüyor…

1 Nisan itibarı ile üst aklın talimatları doğrultusunda iyice marjinalleştirdiği ‘’Cumhuriyet’in kurucu partisine’’ Bay Kemal’in veda edeceğini düşünüyorum. Yani kaset marifetinin bir ürünü olan Bay Kemal, 1 Nisan’da devreye sokulacak olan yeni bir projeyle sistemden sessizce çekilecek. Çünkü el pençe divan durduğu projenin sahipleri bunun böyle olmasını istiyor. O da giderayak yapıyor yapacağını ve katil ABD, FETÖ ve PKK’nın talimatları doğrultusunda, ne kadar insanlıktan sukut etmiş Türkiye düşmanı sırtlan varsa, alayına birer koltuk dağıtarak gidiyor. Oysa 15 Temmuz’da olduğu gibi bugün de Türkiye’nin Guadio’su olmayı beklerken…

Tarih onu sadece ‘’Levent Gök’’ diyemediği için hatırlamayacak! “Mersin, Güneydoğu’nun incisi haline geldi. Allah’tan korkmayan biz… Biz, Sayın Başbakan gibi söz verip, arkasında duran bir insan değiliz! Nur tepe’yi de iyi bilirim, Kâğıt tepe’yi de… Söz veriyorum İzmirliler Haliç’te yüzecek!’’ Sözleriyle de bu büyük ustanın(!) kulağını çınlatıp yâd edecek!

İnsanlar en çok son yaptıkları icraatlar ile anılır ve hatırlanırlarmış. İşte bu yüzden herkes onu, parti içerisinde herkesi karşısına alarak, eşi menendi görülmemiş bir şekilde yüzlerce HDPKK’lıyı yerel seçimlerde listesine alan, asgari hiçbir müşterek konuda uyuşmadığı ve günahı kadar sevmediği partilerle aynı yatakta iş tutan Bay Kemal diye hatırlayacaklar… Sırtını, dünya malını kendisine kıble yapan ve ‘Oyumuz Kürdistan’a diyen iş adamlarına yaslayan Bay Kemal diye hatırlayacak… Cuma salası okunurken müezzine hakaret edip onunla dalga geçen yoldaşlarının olduğu Bay Kemal diye hatırlayacaklar… Bir gün olsun ağzının dolusu PKK ve FETÖ’ye terör örgütü diyemeyen Bay Kemal diye hatırlayacak… Önceki seçimlerde her evden HDP’ye bir oy dilenen Bay Kemal’i şimdi de “PKK-PYD bize saldırmaz ve Türkiye’nin asla beka sorunu yoktur’’diyen genel başkan olarak hatırlayacaklar… DSP Genel Başkanı Aksakal’ın “Ekmeleddin’i cumhurbaşkanı adayı yapan sen, çizgisi, istikameti belli olmayanlara 1on beş günlüğüne ödünç on beş milletvekili veren sen, seçimlerde yenilip ‘biz yenildik ama başardık’ diye yüzsüz yüzsüz dolaşan sen.” dediği sözlerle hatırlayacaklar…

Heyhat… Bay Kemal ve yoldaşları bilesiniz ki bu sefer de çok fena sobelendiniz. Sizin gerçek yüzünüzün ortaya çıkması için biliyor musunuz esasen mikrofonun açık kalmasına falan da gerek yok! Bu millet sizin kafanızın arkasında yatanı artık çok iyi biliyor. Çünkü her şey artık kabak gibi ortada… Allah aşkına deyin hele, ‘’Bağımsızlık benim karakterimdir’’ diyen, CHP’yi kuran Atatürk’ün kemiklerini sızlatmaya hakkınız var mı? Ülkemizi yaklaşık 6-7 yıldır tehdit eden, burnumuzun dibine binlerce tır ağır silah indiren, ‘Rusya’dan S-400 alırsanız başınıza gelecekleri siz düşünün’ diyen katil ABD’ye şöyle sağlam tek bir laf ettiniz mi?  Demediniz gibi, Genel Başkanınız Bay Kemal de ‘onlar cici çocuklar, bizim yoldaşlarımız, onlar bize zarar vermezler’ diyor değil mi? Yerel seçimlerde ‘Ortağım’ dedikleri de aynı …  Al birini vur ötekine! Bölmeye matuf, bu zilletin diğer gevşekleri de (İYİ Parti, Saadet ve HDP) bununla aynı dili kullanıyor. Erdoğan düşmanlığı gözlerini o kadar kör etmiş ki; ‘’Erdoğan gitsin de ülke isterse hep yansın, inanın umurlarında bile değil!’ Batıda gittiğiniz yerlerde ülkemize, Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyorlar siz de pişmiş kelle gibi sırıtarak seyrediyorsunuz.! Değil mi? El insaf ya! Biriniz de çıkın deyin ki; ‘’Ne münasebet kardeşim! Bu ülke bizim ülkemiz. Bu topraklar bizim toprağımız. Erdoğan bizim de cumhurbaşkanımız. O seksen milyon hepimizi temsil ediyor. Ona bizim yanımızda asla hakaret edemezsiniz!’’ Diyemezsiniz değil mi? Çünkü varlık sebebiniz patronlarınız;  ABD kızar, AB kızar, FETÖ ve PKK kızar… En çok da şeytanı kendine çırak çıkaran muşmula suratlı Trump kızar…

Allah aşkına dostlar bu zillet ittifakının ortaklarının, Erdoğan düşmanlığından başka ülkemizin hayrına bir çift laf ettiklerini hiç duydunuz mu? Ben şahsen duymadım. Mesela; ‘fersah fersah ötelerde acaba neler oluyor, dünya ne tarafa doğru eviriliyor, bölgemizde olağan dışı bir hareketlilik var acaba neler oluyor, bizleri iyi-kötü neler bekliyor’ dediklerini hiç duydunuz mu? Ya da çoluğumuzun çocuğumuzun kursağından keserek ayakta tutmaya çalıştığımız ekonomimize, bekamıza, topraklarımıza, göz diken haydut ABD’lilere ‘Siz kim oluyorsunuz, nasıl oluyor da bizi tehdit etmeye cüret ediyorsunuz’ dediklerini? Müslüman kardeşlerimize eziyet eden Siyonist İsrail’e ‘yeter artık zalimler haddinizi bilin’ dediklerini? Yahut uzak ihtimal ama ümmetin hali nicedir? ‘Suriye’de, Filistin’de, Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da acaba neler oluyor’ diye dertlendiklerini? Ya da içeride ve dışarıda güvenlik güçlerimizin terörle yapmış oldukları amansız, başarılı mücadeleden övgü ile bahsettiklerini… Veya ülkemizin kaderini etkileyecek olan 2023 vizyonundan söz ettiklerini? Duymadınız değil mi? Dünyayı sel bassa, zaten ördeğin umurunda olmazmış…

Ez cümle demem o ki kıymetli dostlar; kaybedenler kulübünün daimi üyesi Bay Kemal’in sanırım bu sefer mahsusçuktan da olsa takla atma şansı yok gibi görünüyor. Çünkü bu yakışıksız durumlara CHP’nin gerçek sahipleri Atatürkçüler çok fena kızmış durumdalar. Artık onlar da partilerinin üst akıl tarafından ele geçirilmiş olmasından, sürekli olarak yutkunmaktan ve Bay Kemal’in bu savrulmalarından, başına buyruk iş yapmasından yorulmuş durumdalar. Oysa CHP’de partinin başına geçebilecek, kuruluş misyonunda hareket edebilecek, kulislerde pişirilen ve siyasi ikbal kovalayan yukarıda ismini zikrettiğim kişilerin dışında da pek çok isim var. Ama bu sefer zannım o ki; CHP seçmeni geleneksel tavrını terk edip, geçmişin kamburundan kurtulacak, olan bitenleri bir güzel düşünüp tartacak ve Bay Kemal’in fıkrada olduğu gibi partinin kafasına sıkmasına asla müsaade etmeyecektir. Ya da en azından yerel yönetimler eliyle giderayak partiye doldurmak istediği o ihanet çetesine HDPKK’lı ve FETÖ’cülere prim vermemek için, sandığa gitmeyecek ve bu vebale ortak olmayacaklardır.

Böylelikle; bu naylondan ve kekremsi birliktelik sandıkta dağılacak, bitme noktasına gelen çukur savaşçısı Selo ve hevalleriyle birlikte, bedeni kendisine mezar olmuş Temel Amca da ruhumuzu bunaltan Meral Abla da nasiplerine düşeni fazlası ile alacaklardır…

Selamatle…