CHP’nin Genel Müdürü’nün ADALET diye yollara revan olduğu o günden bu tarafa tam olarak  22 gün geçmiş. PKK’lı teröristlere arkadaş diyen, FETÖ’nün yancısı acaba yine hangi kirli işler peşine düşmüştü.. 70’ine merdiven dayayan bu adamı, bağrındaki izmit pişmaniyesine dönen beyaz kıllarla, Ramazan günü yollara düşeren şey neydi? Kafamın içi iyiden iyiye çarşamba pazarına dönmüş iken, birden sosyal medyadaki Gandhi geyikleri geliverdi aklıma.. Oysa ne diyordu sessiz devrimin gerçek sahibi Gandhi;

Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: 

Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. 

Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. 

Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar 

ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım. 

Gandh’i nin bu sözleri bizim çakma Gandh’iyi gaza getirip harekete geçirmiş olabilir miydi acaba ? Sonra sessizce gülerek kendi kendime, Allah aşkına ne alakası var Muzo..! Onun hiç böyle bir derdi olmadı ki dedim kendi kendime..

Güzel bakıp güzel görmekte ısrarlıydım ya.. O zaman acaba bizim çakma Gandh’i Kaybetme sanatı’nın büyük sırrına mı erişti diye düşündüm.’’ Hani dünyayı bırakarak onu elde etme, yönetmeden yönetme, kaybederek kazanma sanatına..’’ Sonra dedim ki yine kendime yok bu kadar hümanizm yeter çok şey bekliyorsun müdürden uyan artık şu rüyadan..

Hem bu zatı CHP’nin başına Deniz Baykalı bir kasetle alaşağı eden ve FETÖ’nünde tasmasını tutan karanlık güçler getirmedi mi? dedim yine kendi kendime.. Sonra birden Tansu Çillere benzediği için ‘’sarışın güzel’’ diye anılan ve sokakları çok seven eski yardımcısının sözleri geldi aklıma..“Sokakta demokratik hakkını kullanmak için, “ben buradayım” diyenlere, sokağın korkulacak değil, terörle özdeş değil, bir anayasal hak, demokrasinin en temel tarifi olduğunu anımsatan bir yeni siyaset zeminini sahiplenmek gerektiğini düşünüyorum.” Diyen..

Daha sonrada dönüp CHP’nin Genel Müdürü Kılıçdaroğlu’na ‘’Partide tek adamlık yapıyorsun bak onu da bir türlü beceremiyor, eline yüzüne bulaştırıyorsun’’ yollu bir şeyler söyleyerek bir hışımla istifa eden eski İzmir Millet Vekili, CHP’nin sözcüsü ve Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’den bahsediyorum..

Yardımcı Böke, Avusturalya’da düzenlenen Bilderberg toplantılarına çağırılan sayılı ve önemli isimlerden biridir. Rockefeller ve Rothschild gibi uluslararası güçlerin desteklediği Bilderberg toplantıları, “Dünya’nın geleceği hakkında gizli kararların alındığı” ancak içeriğinin katılımcılar tarafından gizli tutulduğu toplantılardır. Böke de bu çok önemli toplantıların çok özel katılımcılarından biridir.

Belliki o dönemde Böke’yi büyük umutlarla partiye getiren Kılıçdaroğlu, Böke’nin CHP’deki önlenemez yükselişinden rahatsız olmuştur. Durumu fark eden Böke; ‘’Benim derdim liderlik falan değil, sen hala anlamadın mı? Neden referandum sonucunu kabulleniyorsun?

Neden yollara düşmüyor, halkı sokağa dökmüyorsun?’’Dedikten 40 gün sonra jetonu düşen Kılıçdaroğlu alel acele PKK, FETÖ ve Erdoğan karşıtlarını yanına alarak birden yollara düştü.. Otobanlara düşmeyeydi iyiydi ama düştü işte bir kere yapacak bir şey yok..!

Demem o ki dostlar, Türkiye siyasetini dizayn etmeye çalışan çevrelerde, Gezi’nin arkasındaki kurmay zekada, Adalet diye ülkemizde iç karışıklık çıkarmak isteyenlerde,Selin Sayek Böke’yi CHP’ye eklemlendirenlerde, Yoldaş Demirtaş’a, “Seni başkan yaptırmayacağız” dedirtenlerde, MHP’nin Meral Akşener üzerinden parçalamasının gayretine girenlerde, AK Partili ilçe başkanları vurduranlarda, Kuruyük gemisine kurşun sıktıranlarda aynı kirli ittifakın ürünleridir. Her türlü provakosyona karşı temkinli olalım. İktidarı alaşağı etmek isteyen Soros ve içerideki türevleri demokratik yollarla yenemedikleri Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı ve bağımsız Türkiye’yi gayri meşru yollardan devirmenin derdindeler. Uyanık olup bunlara asla fırsat vermeyelim.