Hani biz çok geride kalmıştık ve tam batıyorduk ki bir üst akıl bize “Tanzimat Fermanı’nı yayınlayın. İçinizdeki azınlıklara daha fazla haklar verin, gençlerinizi Avrupa’ya yollayın. Gitsinler oranın ilmini, fennini, teknolojisini alsınlar ve ülkelerine döndüklerinde o ilimi fenni uygulasınlar ki Osmanlı kurtulsun” demişti ya…

O Jön Türkler de uzun yıllar Avrupa’da kalmış geri döndüklerinde çok iyi yabancı dil öğrenmişler ama oranın ilmini, fennini değil de kültürünü bize ilim, edep, kültür diye dayatmaya kalkışmışalardı ya…

Hani biz Cumhuriyet’le birlikte Batının teknolojisini, çağdaş uygarlık seviyesini, demokrasiyi, insan haklarını onlardan aldığımız kanunlarla gerçekleştirecektik ya…

Hani biz 1950-60’lı yıllara kadar Fransızca, sonrasında da İngilizceyi çocuklarımıza öğretip onları da oralara yollayıp alimler, buluş yapan mucitler yetiştirecektik ya…

Elin gâvuru yapıyor yahu, bizimkiler de yan gelip yatıyor. Yeşil ışık mı yandı, yaya yola ayakbastı mı, hastanesi, postanesinde her şey nizami, polis bir şey oldu mu başında, trafik tıkır tıkır, ücretler gani. Özgürlük, demokrasi hep onlar da…

Ya bizimkiler! Ne ışık, ne trafik, ne çöp ne de ambulansa yol vermek ha! Dağlı, köylü, çobanın oyuyla şehirdeki zenginin doktorun oyu bile eşit yahu. Medeniyet onlarda biz ise çok ama çok geride kalmışız. Adamlar aya çıkarken, biz yaya kalmışız meğerse…

Bunları söyleyen kimler? Üç beş günlüğüne batıya gidip döndüğünde ballandıra ballandıra Batıyı anlatan kompleksli ezikler. Bu ülkede hamile kalıp çocuğu batı ülkesinin vatandaşı olsun diye yurt dışında doğum yaptırtan sözüm ona Türklüğü nüfus kağıdından ibaret Türk vatandaşları.

Ya orada en ağır ilerde çalışmalarına ve değer verilmemelerine rağmen gelip bize üstten bakan Alamancılara ne demeli. (Çok şükür ki bunlar sayısı azalırken Avrupa’daki bilinçli yiğit kardeşlerimizin sayısı hızla artıyor. Hollanda’daki kardeşlerimize selam olsun.)

Aslında bunlar dün Haçlı ordularıyla Müslümanlara saldırıp kan döküyorlardı. Bugün Avrupa Birliği ülkesi adını kullanıp demokrasi, özgürlük kavramlarını kullanıyorlar ama hiç değişmiyorlar. Bunlar faşist, bunlar emperyalist. Bunların demokratlığı, özgürlük anlayışları sadece ve sadece kendi dindaşlarına. Müslüman olmayanlara. Daha 20 yıl olmadı Avrupa’nın tam ortasında yüzbinlerce insanı kendi ırklarından olmasına rağmen sırf Müslüman oldukları için katletmeleri.

Hele de Bakanımızı kendi konsoluğumuza sokmayan Hollanda, Bosna katliamının baş aktörlerinden. Ve İslam düşmanı bir ülke olma özelliğini hep sürdürmüştür. Bosna Savaşında  silahtan arınmış güvenli bölgeyi Sırp katillere teslim edip insanlık tarihinin en vahşi soykırımı Srebreniska’da yaşanmasına neden olan Hollandalı komutandır .  Srebraniska katliamında 8300 Müslüman Bosnalı  öldürülmüş. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakılmıştır.

Batı tarihi bunun gibi nice vahşi katliamlarla ve vahşetlerle doludur. Bilim ve teknoloji zenginliğine sahip olmalarıyla kullandıkları medeniyet ve demokrasi kavramları yeni dünya düzenindeki soğuk savaş silahıdır. Önceden savaş alanlarında kullandıkları silahları geliştirip onu endüstri haline getirmişler, daha çok satabilmek için Müslümanları bölmüş, parçalamışlar ve birbirine düşman etmişler. Bu şekilde hem daha çok silah ve endüstri satmış, kaynaklarını güçlendirmişler. Hem de kendilerine en büyük düşman olarak gördükleri Müslümanların birbirini yok etmelerine sevinerek seyretmişlerdir.

Batının Bakanlarımıza yaptıkları ilk değildir. Menderes’i astıran bunlardır. Erbakan’ı, Özal’ı kendilerine düşman gördükleri için yıkan bunlardır. Fetöcü teröristleri alenen destekleyen bunlardır. DHKP-C’yi besleyen bunlardır. PKK’nın arkasında bunlar vardır. Alevi-Sünni provokasyonunda bunlar vardır. Necip Hablemitoğlu’nun katili bunlardır. Vakıfları aracılığıyla ülkemizdeki bölücü oluşumlara destek veren onlardır. Gezi olaylarının arkasında da bunlar vardır. İçimizdeki hain, bölücü gazeteleri destekleyip Türkiye aleyhine yazanlara maaş verenler, destek verenler bunlardır.

Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bunlar bizim müttefikimiz değil, eli kanlı katillerin destekçisi, hamisi dünün haçlılardır. Ve bizi sınırlarımıza sıkıştırmak istemektedirler. Ama artık çok geçmiş ve Hilal tekrar ayağa kalkmıştır. Bu yapılanlar onun korkusudur ve korkunun artık ecele faydası yoktur.

Avrupa’nın demokratlığı, özgürlük anlayışları sadece ve sadece kendi dindaşlarına. Müslüman olmayanlara.