Hatırlarsınız bundan bir süre önce ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey bir gazeteye verdiği röportajda “Suudlar, Mısırlılar her koşulda bize yaltaklanıyorlar… Erdoğan ise bize hiç yaltaklanmıyor ve üstelik bizimle de sürekli çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya da çalışmıyor. İşte bu yüzden Erdoğan, Washington’da ve Avrupa’da hiç sevilmiyor” demişti…

Esasen bu cümleleri ile “Erdoğan’ın Türkiye’de neden bu kadar çok sevildiğini’’ bizlere çok güzel özetlemişti…

Adamlarda meğer “yaltaklanmak’’ bir sanatmış da biz bilememişiz…! İşte bu zihniyetin lideri olan şapşal Trump, kendisine seçim kazandıran Siyonist Yahudilerin derin devletine eli mahkûm “yaltaklanarak’’ perşembe günü Kudüs’ü, sözüm ona İsrail’in başkenti ilan etti…

Ulan ortada devlet mi var ki?..!? Neyse…

Esasen asalete susuz müflis tüccar Trump, Kudüs’ü “kirli ve kanlı bir pazarlığın sonucunda’’ resmen satmıştır. Hem de hiç kimseye sormadan sanki babasının malıymış gibi…

Bir de utanıp sıkılmadan gözümüzün içine baka baka “Bu kararın bölgeye barış ve huzur getireceğini” söylemesi yok mu..!

Azılı İslam düşmanı, imtiyazlı mahlûk Başkan Trump, Kudüs’ü sattı satmasına da acaba bu konuda onu bu kadar yüreklendiren şey ne idi?

Sakın Müslümanların şu an ki ‘’Hal-i Pür Melali’’ olmasın?

Şeytan’ın ordusu Haçlılar, yıllar boyunca milyarlarca Müslümanın yaşadığı toprakları pança pinçik ederken, bazı Müslüman ülkelerin liderlerinin ‘’derin sessizliğini’’ acaba bizler nasıl okumalıyız…?

Sakın iktidarlarını, ya da ceylan derisi koltuklarını korumak adına ‘’başkasının şeyi ile gerdeğe giren’’ Siyonist İsrail’i dost edinip ilk kıblemizden de vazgeçmiş olmasınlar?

Eğer öyle aşağılık bir durum söz konusu ise; başta Müslüman Arap kardeşlerimiz olmak üzere tüm dünya Müslümanlarının bir an önce intifada bulunması gerekmiyor mu? Bunun için illa bir soysuzun İslam’ın kalbine, Mekke ya da Medine’ye bir saldırımı düzenlemesi gerekiyor?

Bilesiniz ki bu habis işe artık dur demenin vakti gelmiştir kardeşlerim…! Ortalığı kan gölüne çevirmek isteyen bu Haçlılara dur demenin vakti çoktan gelmişte geçmiştir bile.! Müslüman Arapların kendi halklarını temsil etmeyen bu satılmış liderlerden bir an önce kurtulması ve “Ümmet Bilinci’’ ile bir araya gelmeleri elzemdir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Bundan böyle sizler sussanız da;

Bilesiniz ki artık susmayacağız…! Çünkü üç semavi dinin haremi ismeti olan Kudüs savunmak, sadece Filistinli kardeşlerimizin boynunun borcu değildir. Çünkü Kudüs “Ben Müslümanım diyen herkesin onurudur, namusudur.” Köksüz Trump’a ve arkasındaki Yahudiler’e bu sefer baltayı çok sert bir taşa vurduklarını bildirmenin vakti saati gelmiştir. Tüm dünya Müslümanlar’ı için artık söz tükenmiştir. Vakit top yekûn direniş vaktidir. Rahmetli Erbakan hocamızın da dediği gibi 70 yıldır Filistinli kardeşlerimize zulüm yapan “İsrail güçten anlar, konuşmaktan anlamaz!” 

Bilesiniz ki artık susmayacağız…! Çünkü o temeline tükürdüğümüz Emperyalistlerin rol yapmasına, Avrupa’nın endişe duymasına, BM’lerin kınamasına artık karnımız tok dur… Çünkü biz bu tiyatroyu çok değil bundan birkaç ay önce, Myanmar’ın Arakan eyaletinde katliama maruz kalan Müslüman kardeşlerimizde de gördük…

Evet artık susmayacağız…! Çünkü eğer biz susarsak, Kudüs’ün tarihi surlarına ABD ve İsrail bayraklarını yansıtan o tabansız tok köpekler “Her daim Tel Aviv’in otoritesine yürekten bağlılığını bildiren hain FETÖ’nün muşmula suratını da’’ o güzelim surlara yansıtacak ve kirleteceklerdir…