2019 yerel seçimleri sosyal medya üzerinden yönetilecek ve genellikle oranın nabzına göre hareket edilecek denilmesinin üzerine sosyal medya ile bağ kuramayan vatandaşların bir takım çıkmazları ve yanlış yönlendirilmesi üzerine çevrede kol gezen bilgi kirliliği bu kirliliğin gelecekteki seçim sonuçlarına olumsuz yansımaması adına birkaç bilgi paylaşacağım.

Bu araştırma esnasında halktan öğrendiğim şu ki; “Siyasette 1 yanlış 10 doğruyu götürüyormuş.” Burada dikkatini çekmek istediğim kitle Cumhur İttifakı (AK Parti ve MHP’nin kurmayları)’dır. Öncelikle yerel seçimler için belirlenen aday portföyü genel anlamıyla teşkilatlarda olumlu tepki ile karşılandı. İstanbul içinde gördüğüm kadarıyla Pendik Adayı Ahmet Cin, Sancaktepe Adayı Şeyma Döğücü, Kartal Adayı Ebubekir Taşyürek, Güngören Adayı Bünyamin Demir gibi adaylar teşkilat tarafından tabiri caizse beklenen başkanlar olarak karşılandılar. Elbet ismini sayamadığım birçok adayımız daha vardır haklarını helal etsinler. Teşkilat tarafından olumsuz olarak karşılananlar yok mu elbet vardır, inanıyorum ki seçim sabahına kadar o olumsuzluklarda giderilecektir. Ama belirtmem gerekir ki başkan adaylarımızın işi diğer seçim dönemlerindeki gibi kolay değil.

Durum öyle bir hal aldı ki farkındaysanız yazının başından beri teşkilatlardaki yansımalardan bahsediyorum. Adayların vatandaş üzerindeki tepkisine daha gelemedik. Seçimlerin önemli bir kısmı da burası. Zira bu yerel seçimlere İttifak olarak girilecek ve rekor düzeyde oy beklenecek her adaydan. Bu dönemin adaylarının da böyle bir handikabı var. Bunun yanında küstürülen ve kaybedilen teşkilat mensuplarının kazanılması da çabası. Belki en önemlisi genel siyasetin yerel siyasete olan etkisi.

Genel siyasette izlenen politikaların olumlu ya da olumsuz yansımalarının büyük oranda hissedileceği bir seçim olacaktır 2019 yerel seçimleri. Birtakım vatandaşın ders verme mantığıyla yaklaşması da bu iddiamın en büyük dayanaklarındandır. Vatandaşın ders verme diye tabir ettiği olaylara ve serzenişlerine bakacak olursak başta FETÖ ile mücadele süreci gelmektedir. Bu mücadele sürecinin Sayın Erdoğan’a ve AK Parti’ye verdiği zararı FETÖ’nün kendisi verememiştir. Sağlıklı biçimde yürütülemeyen bu süreç halkta soru işaretlerine neden olmaktadır. AK Parti’nin tüm kurmaylarının değil de sadece oluşturulacak mücadele ekibinin ön plana çıkması gerekli. Sonrasında ekonomik dengede yaşanan problemler ve bunun üstüne gelen danışman atama krizleri halkın bir başka serzenişidir.

AK Parti kuruluşunda çevreden merkeze taşıyarak oluşturduğu orta sınıfı genişletmek yerine orta sınıflaşmış muhafazakarları üst sınıfa taşımaya odaklandı. Ve kendi içerisinde seküler muhafazakâr kesimi oluşturdu. Örnek Kavakçı meselesi. AK Parti alt kesimleri ekonomik ve kültürel olarak orta sınıfa dahil etmeye odaklanmalı. Zira tersi durumda AK Parti’nin CHP’leşmesi kaçınılmaz olur. Genelde yaşanan siyasetin yerele etkisi çoğunlukla bu konular üzerinden dönmektedir.

Bu konuların çözüme kavuşturulması Cumhur İttifakı adaylarına ciddi avantaj sağlayacaktır. Ve yereldeki adayların sadece kentin dinamikleri üzerinden siyaset üreterek oy toplaması adına kolaylık olacaktır.