Her fırsatta yeniden yad edilmesi gereken bir yüce gönül var. Yeri gelmişken bam telimize yeniden dokunsun ve yeniden titretsin gönüllerimizi.

Trablusgarb savaşına gönüllü katılarak Osmanlı safında bir ömür savaşan Zenci Musadan bahsediyorum. 1. Dünya savaşında Teşkilat-ı Mahsusa reisi kuşçubaşı Eşref Bey’in emir eri olarak birçok cepheye koşmuş sıra dışı bir kahraman olduğu kayıtlarla sabit.

İri cüssesi, yufka yüreği ve yiğitliğiyle ün yapan teni zenci yüreği nurlu Musa. Edirne’nin geri alınışdan Yemen’e silah ve altın kaçırılışına kadar birçok harekatta aktif rol alır. Savaş sonrası İstanbul’da Anadolu’ya silah kaçıran karakol cemiyetinde yer alır.

İşgal kuvvetleri komutanı Harrington, İstanbul’da Galata gümrüğünü gezdiği sırada, kendisine “İşte 300 bin altını Yemen’e kaçıran Zenci Musa bu” diye tanıtırlar onu. Hemen onun yanına gider der ki: “Eğer bizimle çalışırsan seni altına boğarım.” Zenci Musa bu sözlere karşı çok sert çıkar ve tarihe geçen şu sözleri sarfeder: “Her teklif herkese yapılmaz. Bu sözleriniz beni ancak rencide eder. Benim bir devletim var: Devlet-i âli Osmani, bir bayrağım var: Hilal-Yıldızlı bayrak, bir kumandanım var: Eşref Bey. Bu iş daha bitmedi, sizinle daha işimiz bitmedi”

Hastalanınca Üsküdar’daki Özbekler tekkesinde inzivaya çekilir ve orada vefat ve yine orada medfundur. Bavulundan bir Kuran-ı Kerim, bir Osmanlı haritası, Kuşçubaşı Eşref’in resmi ve kefeni çıkar. İşte bir Osmanlı mücahidi olarak yaşamış ve öyle de ölmüş olan Zenci Musa Sudanlıdır.

Sudan ezelden beridir Osmanlıya ve bakiyesi Türkiye’ye bakışı Zenci Musa bakışıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sudan ziyaretindeki yaşananlar Osmanlının mirasıdır. Daha sizinle işimiz bitmedi dediğinde zaten hasta olduğu ve ölümüne yakın olduğu rivayet edilir. Aslında Harringtonlarla işi bitmeyen bizzat fiziken Zenci Musa değil ruhen onun şahs-ı manevisinde bilumum ümmet idi. Ümmetin bu gizli birlikteliği damla damla birikmişti gönüllerde.

Çünkü Osmanlı gittiği hiçbir yeri işgal etmemiş oraları fethetmişti. Fethin de evvela gönülleri fethetmekle gerçekleşeceğine inanıyordu. Önce gönülleri fethetti sonra toprakları. Fethettiği topraklarda da adaletli oldu.

Zenci Musa Sudandan çıkıp gelmiş ümmet adına gavurun yüzüne haykırmıştı. Bugün de onun torunları olan Rektör Süleymanlar, Dışişleri Bakanları Gandurlar yine haykırıyorlar. Bilvesile Zenci Musa ve kahraman yürekli şehitlerimiz için el-Fatiha!