Rüzgârın bile umuttur Afrika’da siyah yüzlü anneye…

Güneşin bile bahar getirir âlemin üzerine…

Senin göğünde parlasa bir yıldız, sevinir insanlık senin yerine…

Bütün şairlere ilhamsın sanatın kalbinde…

İrfan sahiplerine memleketsin cennet hayaliyle…

Senin gökyüzün bile başkadır martıların, kumruların gözünde…

Sende soluk alıp vermek, âlemi içine çekmek gibidir ey kadim toprak Türkiye…

Sende yürümek, yürüyüşleri dirence çıkarır ey Türkiye…

Sende doğmak nasipliğe dua etmektir ömürlerce…

Yorgan gibi serilen sıcaklığın dahi yeter, kendini garip hisseden her bir âdeme…

Meryem bakışlı şefkatin dolaşır insandan insana hamd ile…

Sen insanlığın yurdusun ey Türkiye…

Tuna sensin…

Kudüs sen…

Keşmir sensin…

Peşaver sen…

Çeçenistan sensin…

Afganistan sen…

El Halil sensin, Batı Şeria sen…

El Hamra sen…

Endülüs sensin…

Nil sen…

Ortadoğu sensin…

Balkanlar sen…

Umuttur varlığın mağripli gençlere, hem de nasıl bir bilsen…

İsmin doğan çocuklara koyuluyor yarış ile Türkiye’m…

Umuttur adının geçtiği gece, ümittir gündüzün hece hece…

Adının anıldığı her yer duaya dönüşür bir seccade üstünde ey Türkiye…

Sancağın dalgalanırken sevinç yaşar Bosna’nın kalbinde Aliye…

Sevinç yaşar zindanda Muhammed Mursi…

Muştudur ayakta oluşun İslam âlemine…

Sancağın göklerde süzülsün diye Bilaller can verir yeryüzünün her bir yerinde…

Bir acıklı salân ümmetin kalbine keder olur…

Bir canın düşse toprağa ümmet diken üstünde uyur…

Bir yan gözle bakılsa sana İslam âlemi ağlayan olur…

Senin varlığın güçtür Türkiye…

Gölgen yeter cihana, insanlığa bile…

Gölgen dahi korku verir soysuz düşman kimselere…

Gölgen eğilse bükülür ümmetin boynu hüzün ile…

Ezanın hayat bulur Kudüs’te ey Türkiye…

Kudüs’te ezan okunsa Ayasofya ses verir kutlu sese…

Kâbe ellerini açıp dua eder ağlayan gözlerle…

Medine sokakları düşme diye yalvarır âlemlerin sahibine…

Sen ümmete başsın ey Türkiye…

Sen Endülüs’te adı anılansın mazlum dillerde…

Sen Afrika’nın aç çocuğuna ekmeksin…

Sen yeryüzü yetimlerine annesin…

Sen suskun İslam âleminin gür tek sesisin…

Sen zalime efelenen kadim milletsin…

Sen hilalin yıldızı…

Sen insanlığın bekçisi…

Sen adaletin sahibisin Türkiye…

Kıblesi Kâbe olan ümmetin liderisin…

Sen yetim Kudüs’ün beklediğisin…

Sen Doğu Türkistanlı anneye elini uzatan merhametsin…

Sen kitabın muhafızı olmuş asırlık çınarların neslisin…

Sen dünyanın vicdanısın Türkiye…

Dünya kan çağını yaşarken adalet diye bağıransın…

Sen hakça paylaşımın bittiği zamana çomak sokup bu devran böyle gitmez diyensin…

Sen insanoğluna insanı her daim hatırlatansın…

Bu kokmuş dünyayı değiştirmek için abdest alansın Türkiye…

Sen Akdeniz’in kalbi…

Sen İpek yolunun lideri…

Sen kadim medeniyetin ev sahibi…

Sen insanlığın beşiği…

Sen esenlik yurdu…

Sen mazlumlara kucak açan anne kalbi…

Sen dünyanın atan kalbisin Türkiye…

Allah ve tarih şahit olsun ki…

Bunca haine rağmen hiç bir kuvvet seni gölgeleyemeyecektir…

Gölgenin üzerine dahi yağan dualar seni düşürmeyecektir…

Bu aziz millet ölür de seni düşürmez ey Türkiye…

Bu aziz millet seni sadece vatanı olduğun için değil, tüm dünyanın, insanlığın son kalesi olduğun için, kıyamet kadar muhafız alayı gibi seni ne pahasına olursa olsun koruyacak…

Şüheda fışkıran toprağını olurda biz gaflete dalar hafife alırsak…

Gökten gelen melekler ordusu dahi seni korur da düşürmez yere…

Sen öyle dualı bir topraksın işte çok yaşa çok yaşa Türkiye…

Cihana hükmedecek kadar muzaffer ol her yerde adaletin ile…