Öğretmenlerin dört aydır okula gitmemelerine rağmen, tam maaş ve girmedikleri ek ders ücretlerini aldıklarından bahsettim önceki yazımda.
Hayat normalleşmeye giderken Bakanlığın öğretmenleri seminere çağırmalarına gösterilen tepkinin yanlış olduğuna temas etmek için…
Öğrenciler sınava girerken;
‘Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı ve YKS yapılırken seminerlerin uzaktan yapılmasını istemek yanlıştır’ dedim.
‘Öğrenciler salonlara girebiliyor, öğretmenler neden giremiyor?’ diye sordum.
‘Alırsın üst seviyede tedbirini, korursun sosyal mesafeni olur biter’
‘Bu ülkede sağlıkçının, polisin, askerin, çalışan milyonlarca insanın canı yok mu?’
Öğretmenler bu yazıma fena kızdılar.
Arayanlar, teessüflerini bildirenler, hasta haliyle uzaktan eğitim – EBA üzerinden bütün öğrencileriyle yakından ilgilendiklerini söyleyenler…
En çok da ‘Üç aydır maaşını hak edip etmediğini düşünmeden, ek ders ücretlerini helal haram demeden alan öğretmenin mi Korona korkusu var bir tek?’ sorusuna alınmışlar.
Cümle içinde ‘helal, haram’ geçtiği için,
“Fetva vermek senin haddine mi? Haram veya helal buna sen karar veremezsin. Acaba böyle yazılar yazarak senin aldığın paralar helal mi?” diye soran var.
Üzülerek söylemeliyim, bir kısım öğretmenlerimiz okuduğunu anlayamıyor.
Bu ve benzer tepkileri öngörmüş,
‘Bu yazıyı helal lokma için kendini parçalayan, evindeki buzdolabını sınıf tahtası yapan, tek tek öğrencisini takip eden, merhametli, vicdanlı öğretmenlerimizi tenzih ederek yazıyor, onların tek tek ellerinden öpüyorum’ demiştim.
Gün boyu düzenli olarak arayan ve yorum yapanların hiç biri bu kısmı okumamış.
Kardeşlerim, Romalılar;
Vicdanlarınızı susturmak için bana saldırmanızı anlıyor ve normal karşılıyorum.
Evvela evet, haddimi bilirim. Fetva vermiş değilim.
Ve elbet, ‘Helal veya haram’ hususunda verilmiş fetvalar mevcuttur.
Bir şeyleri yeniden keşfetmenin lüzumu yoktur.
Fetva makamı olarak kabul eder misiniz, sizlere Alev Alatlı Hocanın 2016 yılında yapmış olduğu bir konuşmasını hatırlatsam, okumadıysanız mutlaka göz gezdirmenizi istesem;
Diyor ki,
“Her yasal olan hak helal değildir. Mühim olan helalleşmektir”
Pandemi sonrası yüz yüze eğitim sıralarında, çocukların ufkunu genişletmek isterseniz Cumhurbaşkanımızın ‘İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nda yaptığı konuşmasına bakın;
“Onca zenginliğe rağmen açlıktan ölen insanlar ve her 10 yılda bir tekrarlanan ekonomik krizler, küresel düzeyde yapılanma ihtiyacını açıkça ortaya koymaktadır. 2008 yılında yaşanan küresel finans krizi, sadece faize ve ne olursa olsun kazanma hırsına dayalı ekonomik sistemin açmazlarının ifşası anlamını taşıyor.
İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır”
Bitirirken hepinizi merhum Nuri Pakdil’den mülhem,
Anti emperyalist, anti kapitalist, anti sosyalist, anti nazizst, anti firavunist dileklerimle selamlıyorum.
Şimdi bir slogan atacağım. Yoğun alkış bekliyorum.
Sloganım şudur: Ne mutlu Müslümanım diyene!