Ne çekti ülkemiz terörden… Ne harcamalar yapıldı terörle mücadelede. Ne şehitler verildi ülkemizin huzuru ve güvenliği için. Terörü bitirmek adına AK Parti iktidarının ‘çözüm süreci’ ile uzattığı zeytin dalı bile fayda etmedi. Bayrağımıza ve ezanımıza göz diktiler. Ne bayrak indi ne ezan sustu. Şehitlerin akan kanı buna asla izin vermedi, şehadeti göze alıp görev alan her ülke bireyi de asla izin vermeyecektir.

15 Temmuz alçak darbe ve işgal kalkışması ile ülkeye topyekûn çökmeye çalıştılar. Yine bu aziz milletimiz dik duran lideri ile izin vermedi. Can verdik ama ülkemizi işgal ettirmedik. Bunu öğrenecekler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan terörle mücadelede seferberlik başlatalı Türkiye mücadeleyi tüm gücü ile yürütüyor. Mücadele yürürken kendi içindeki terör örgütü yapılaşmalarını da bir taraftan temizliyor. Kolay işler değil bunlar. Bir yandan içine sızmış terör unsurlarını temizleyip, diğer yandan yoğun bir terörle mücadeleyi yürütmek. Allah’a (cc) hamdolsun başarılı ve koordineli bir çalışma yürütülüyor.

Bu mücadelenin en önemli kahramanlarından biri de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur. Emniyet ve Jandarma’da üst düzey kiminle konuşsam, İçişleri Bakanı Soylu’nun gece gündüz yoğun bir çalışma temposu sergilemesi ve kendilerine tam destek vermesinin başarıda önemli pay olduğunu söylüyorlar. Allah (cc) bu mücadeleyi yürütenlerin yar ve yardımcıları olsun.

Terör örgütleri de boş durmuyor tabii. Hem terörle mücadeledeki başarıyı gölgeleme, hem de Bakan Soylu’yu kamu nezdinde itibarsızlaştırma girişimlerinde bulunuyor.

Bunun bir örneği de mağdur rolüne bürünerek açlık grevi ile milleti kandıran akademisyenlerdir.  KHK ile işten atılmış mağdur rolündeki bu örgüt üyelerinin duygusal görünümü ile milleti kandırma oyununa gelmemeliyiz.

Nihayetinde Bakan Süleyman Soylu dün bu konuda bir açıklama yapmak zorunda kaldı ve KHK ile görevlerinden atılmış mağdur akademisyen diye haftalarca kamuoyunu etkilemeye çalışan Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Gülmen ve Özakça’nın suç dosyasının kabarık olduğunu ve bu kişilerin terör örgütü DHKP/C üyesi olduklarını açıkladı. Bu örgütün en adi eylemlerinden birini hatırlayalım. Çağlayan adliyesinde rehin aldıkları ve sonra alçakça şehit ettikleri şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ın katledilmesi.

Peki kim bu mağdur kılığındaki örgüt üyelerine siyasi destek veriyor? Öncelikle CHP ve HDP tabii ki… Eylemlere katılarak destek veren milletvekilleri… Onların siyaset anlayışı işte budur.

HDP hangi örgütün uzantısı olduğu artık herkesçe malum da CHP’nin bu örgütlerle içli dişli olmasını bu millet kabul etmez. Hep yazıyorum ama onların okumaya ve akla ihtiyaçları da yok. Bu yüzden bildiklerini okumaya devam ediyorlar. CHP içindeki terör örgütü uzantılarını temizlemedikçe, ne iktidar yüzü görür ne de bu millete hizmet edecek bir damla katkısı olur.

Ancak, Türkiye tüm terör örgütlerini devletin içinden temizlemede kararlı. Devlet birilerinin hizmetinde olan tüm terör unsurlarını hem içinden temizleyecek hem toplumdan temizleyecek.

Değerli okurlar, 2023’e kadar dik duran liderin ve hükümetin yanında olmak durumundayız. İnanıyorum ki tüm terör unsurlarını millet olarak temizleyeceğiz. Kriptoları da temizleyeceğiz.

Selam ve dua ile…