Laikliğin din ve devlet işlerinin ayrı tutulması ve din özgürlüğünün sağlanması amacını aşırı Atatürkçüler, Kemalistler dinsizlik olarak uyguladılar…
Laikçi vesayetçilerin zulmünden kurtulmak için PKK ve benzeri bölücü örgütlerle içli dışlı olanhain dinci vesayetçilerin yani FETÖ’nün propagandasına kandı, kandırıldı yıllardır insanımız.
Peki, kananların hiç mi suçu yok?
Muhafazakâr vatandaşların inançları ile laikçi düzenin acımasızlığı arasındaki dengesizliği ve çelişkiyi gören yabancı güçler Türkiye’yi bölüp parçalayacak FETÖ maşasını var ettiler. İnsanımızın bulamadığı çıkış yolunu onlara kendisi ile aynı dili konuşan bir başka organizasyon olarak sundular. Çıkış yolu olarak bu çağrıya koşan insanımız esas canavarın kucağında buldu kendini. Bu organizasyonun adıdır hizmet hareketi.
Peki, kananların hiç mi suçu yok?
Laikliğin din ve devlet işlerinin ayrı tutulması ve din özgürlüğünün sağlanması amacını aşırı Atatürkçüler, Kemalistler dinsizlik olarak uyguladılar, bürokraside, eğitimde insafsız ve hukuk dışına çıkarak uygulamalar yaptılar bunu unutmamak gerek. Böylelikle CIA destekli bu hain yapılanma sinsi planını hayata geçirme yolunda bıyık altından gülüp, dini motifli vaazlarıyla kendini maskeleyerek Türkiye’yi ele geçirme planını, varlık sebebini mütedeyyin insanlar üzerinde giderek meşrulaştırdı.
Peki, hiç akletmedik mi?
Peygamber ocağını din düşmanlarının elinden alacağız savsatası ile hareket eden bu çetenin tuzaklarında bizim insanımızın beyni yıkandı. Din düşmanlarına karşı evlatlarınızı koruyacak ve yetiştireceğiz, en iyi eğitimleri vereceğiz diyen bu canavarın okullarına evlatlarınızı güle oynaya teslim ettik.
Evlat değersiz mi ki her Allah diyene gözü kapalı teslim edeceğiz?
Bütün bu oyunları CIA biliyordu ve bu hainler eliyle bu günleri hazırlıyor yangından kaçan insanımızı doluya teslim etmenin zeminini hazırlıyordu. Dini değerlere saldırmayı modernlik gören hastalıklı zihniyet hiç mi suçlu değil?
Kur’an da‘Biz Kuran’ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik’ (Nahl, 89.) Ve işte Biz onu böyle apaçık ayetler olarak indirdik. Çünkü Allah istediğine hidayet eder.(Hacc, 16.) diye bize hitap ediyor.
Hiç mi okumuyoruz?
Kur’an’ımız ne açıktır. Herkesin ilmi seviyesinde anlayabileceği bir düzenleme ile inmiştir. Onu herkes bilebilir, okuyabilir. Ayrıntılarına gelince en başta Peygamber aleyhisselamın beyanına daha sonra da Kur’an’ı iyi anlayan âlimlerin izahına ihtiyaç vardır elbet ama bu okumamamıza engel değil ki. Kur’an’da bir kapalılık yoktur.
“Oku” emrini hiç mi dikkate almıyoruz?
Bu hain yapının bir medeniyet tasavvurları yoktur. Tek inandıkları şey medeniyetsiz bir köleliktir. Köleler, içinde bulundukları köleliğin ezici gücü altında ondan kurtulmak yerine kimi zaman herkesi köleleştirmek isterler.
Akılsız kimlik planlı bir organizasyonla çarpık İslami sosa batırılmış zehirli ve asla İslam ile alakası olmayan düşüncelerin belli metotlar yoluyla zihinlere zerkedilmesiyle oluşturulmuş makinelerdir. Bu makineler farklı alanlarda istihdam edilerek ve buradan kaynaklı bir üretim gerçekleştirip bunun üzerinden etki alanını oluşturarak bu yolla isyan başlatabildiler. Zira basma tuşları bir kontrolörün elindeydi ve onu köleler kutsallaştırmıştı. Bütün yaşananlar ne acı.
“OKU” emrine uymamak akletmemek ne kötü…