KADEM Başkanı Saliha Gümrükçüoğlu, son zamanlarda artan eleştiriler ve ithamlar üzerine bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması, daha çok maddi anlamdaki ithamları bertaraf etmek üzerine kuruluydu. Yurt dışından fonlanması, kullandığı bina vb. konulara açıklık getirmeye çalıştılar. Kendi açımdan söyleyecek olursam maddi konulardaki ithamlar veya eleştiriler, benim için pek bir anlam ifade etmiyor zaten.
Ben özelde KADEM, genelde ise AK Parti’nin, Aile Bakanlığı’nın kadın ve aile konusunda attığı yanlış adımları, hayata geçirdiği yanlış uygulamaları, aileye olumsuz yansımalarını eleştirdim; eleştirmeye de devam edeceğim.
Başkan, 6284 No’lu yasanın kendilerinden önce çıktığını ve kendileriyle alakası olmadığını söyledi. Ancak bu yasadan kaynaklı ne kadar olumsuzluk varsa savundu ve yasayı sahiplendi. “Erkeğin evden uzaklaştırılması, kadının beyanının esas olması” meselelerini bile bireysel olaylardan hareketle haklı göstermeye çalıştı.
Kadınların yaşamış olduğu bireysel olayları uygulamanın haklılığına delil gösterirken erkeklerin zarar gördüğü olayları -ki katbekat daha fazla örnek var- uygulamanın haksızlığına hiç delil göstermedi. Yine “6284’le beraber şiddetin arttığı iddiası bir tahminden ibarettir.” dedi. Hâlbuki TÜİK verileri ortada ve yasadan sonra kadına şiddet ve kadın cinayeti sayısı katlanmış.
İstanbul Sözleşmesi’ni devletlerin imzaladığını söyledi, haklı olarak sorumluluğun kendilerine yüklenmesine isyan etti, ancak yılmaz savunucusu olduklarına hiç girmedi. Özellikle uygulayıcı konumundaki Aile bakanlarının KADEM ile alakalarına hiç değinmedi.
Süresiz nafaka sorunu konusunda da haksızlığa uğradıklarını söyledi. “Erkeğin de kadının da mağdur olmayacağı şekilde, yargının daha fazla inisiyatif almasını veya almıyorsa maximum evlilik süresince bir düzenleme yapılmasını teklif ettik.” dedi. Nafaka konusu, bir Müslüman için müphem bir konu mu ki birilerini mağdur etmeyecek şekilde çalışma yapma gereği duyuyorsunuz. Elhamdülillah bizler Müslümanız ve İslam’ın bu konuda kati hükmü var. Allah’ın koyduğu kanunda neyi beğenmiyorsunuz ki arayış içindesiniz. Kadın illa korunacaksa niye boşandığı erkeğe zulmederek yapmaya çalışıyorsunuz bunu; devlet eliyle kadını koruyun, destekleyin.
Açıklamanın tek olumlu tarafı, kamuoyuna kulak vermiş olmaları… Onun dışında yine “Doğru biziz, yaptığımız her şey doğru, biz pirüpakız, hiç hata yapmadık; sütten çıkmış ak kaşığız, ak değilsek de sütte sorun vardır.” diyorlar resmen… Taraf oldukları her şeydeki sorumluluğu başkalarına atıyorlar. Bir tane öz eleştiri yok, hep karşı tarafı itham etme ve suçlama var. Bu da şunu gösteriyor ki doğru bildikleri yanlışları savunmaya devam edecekler, zerre değişmeyecekler.
Doğrunun merkezine kendilerini koyup eleştirilere, tepkilere kulak tıkayıp farklı düşünenleri hedef göstermeye devam edecekler. Haksızlık ettiğimi düşünenler, KADEM Konya temsilcisi hanımefendinin attığı ve tepkiler üzerine silmek zorunda kaldığı fecaat tweet dizine bakabilir!..