İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en kalabalık kenti. Ekonomik, kültürel ve tarihi açıdan ülkenin en önemli merkezi olan İstanbul, aynı zamanda birçok sorunu da barındırıyor.
Bu sorunların başında deprem riski geliyor. Marmara Denizi'nde 7 ila 7,5 büyüklüğünde bir deprem beklenirken, İstanbul'daki yüksek riskli konut sayısı yaklaşık 1,3 milyonu buluyor. Kentte riskli konut probleminin yanı sıra kamuya ait yapılar, deprem toplanma alanları, acil ulaşım yolları ya da altyapıya ilişkin sorunlar da çözülebilmiş değil.
İstanbul'da çözüm bekleyen bir diğer önemli sorun ise kentsel dönüşüm projeleri. Hem kamu hem özel sektör eliyle ciddi bir inşaat faaliyeti yürütülse de bu projeler nedeniyle kentte alt gelir grubu ciddi bir barınma sorunuyla karşı karşıya.
İstanbul'un çözüm bekleyen bir diğer sorunu ise susuzluk. Günlük su ihtiyacı 3 milyon metreküp olan İstanbul'da barajlardaki su miktarı kentin yıllık su ihtiyacını karşılamaktan uzak. Melen Barajı'nın inşaatı henüz tamamlanamazken, kente Melen ve Yeşilçay regülatörlerinden su veriliyor. Bu durum suyun maliyetini artırırken, sorun sadece kuraklıkla da ilişkili değil. Kent içindeki su havzalarında devam eden yapılaşma ve artan nüfus, sağlıklı suya erişimle ilgili riskleri büyütüyor.
İstanbul'un çözüm bekleyen bir diğer sorunu ise yeşil alanların azalması. Yeşil alanlarda yapılaşmanın artması bir yandan iklim değişikliğinin etkilerini, kuraklık ve selleri artırırken diğer yandan tarım alanlarının azalmasına yol açarak kentte ucuz gıdaya erişimi de olumsuz etkiliyor.
İstanbul'un çözüm bekleyen bir diğer sorunu ise nüfusun artışı ve göç. Türkiye'nin en kalabalık kenti olan İstanbul, nüfus eşiklerini aşmış durumda. Bu durum kentte yoğun bir inşaat faaliyetine neden olurken sürdürülen yapılaşma modeli de nüfusun üzerine yeni yükler bindiriyor.
İstanbul'un çözüm bekleyen sorunları sadece bu kadarla sınırlı değil. Trafik, hava kirliliği, atık yönetimi, ulaşım gibi birçok sorunun da çözüme kavuşturulması gerekiyor.
İstanbul'un sorunlarının çözümü için öncelikle planlı ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli geliştirilmesi gerekiyor. Bu modelde, kentin doğal kaynakları ve çevresi korunmalı, altyapı ve sosyal donatı alanları yeterli hale getirilmeli, nüfus artışı kontrol altına alınmalı ve kentin yaşam kalitesi yükseltilmelidir.
İstanbul'un sorunlarının çözümü için yerel yönetimlerin yanı sıra merkezi hükümetin de ortak bir çaba göstermesi gerekiyor. Bu sorunun çözümü için tüm paydaşların bir araya gelerek ortak bir akıl yürütmesi ve ortak bir yol haritası belirlemesi gerekiyor.