Nihayet YSK, referandum kesin sonuçlarını perşembe akşamı itibariyle açıkladı. Referandum öncesi ve sonrasındaki Ali Cengiz oyunları inşallah artık son bulur, çünkü ülkemizin huzura ve sükûnete ihtiyacı var.

Referandum sürecinde ülkemizi karıştırmak için dış güçler yek vücut oldu ancak maalesef biz millet olarak dışarıya karşı yek vücut olamadık. Hatta milletimize yabancılaşmış içimizdeki yabancılar, dışarıdakilerden daha fazla gayret etti ülkemizi karıştırmaya, fitne çıkarmaya, yönetim zafiyeti oluşturmaya… Şükür ki süreci kazasız belasız atlattık. Ancak süreç, tam olarak da nihayete ermedi ve 2019 seçimlerine kadar da deniz dalgalı ve hırçın, hava parçalı bulutlu olacak; karada fırtına eksik olmayacak. Anlayacağınız üzerimize dalga dalga gelmeye devam edecekler.

Bunu CHP’nin hukuksuz girişimlerinden de rahatlıkla anlayabiliyoruz. Ancak CHP, fitne kazanını kaynatmak için harcadığı enerjiyi milletin gönlüne girmek için harcasaydı daha rahat sonuç alırdı. Yani anlayacağınız CHP hep yanlış ata oynuyor ve hep kaybetmeye mahkûm. Danıştay’a gitti olmadı, AYM’ye gitti olmadı, şimdi de AİHM’e gidiyor. Bu kadar uğraşana kadar Türkiye’de bir adrese gitseydi referandumu mutlaka iptal ettirirdi hatta iptal ettirmekle kalmaz, kendi lehine tescil ettirirdi. Orası neresi mi? Mimarlar Odası…

Ne alakası var demeyin. YSK kararlarını Danıştay’a, AYM’ye götürmekle Mimarlar Odası’na götürmek arasında bir fark yok; en azından buraya götürse CHP’nin istediği kararı fazlasıyla verirlerdi.

Peki, AK Parti cenahında neler oluyor? Sayın Cumhurbaşkanımızın partinin başına geçmesi ve partide birtakım değişiklikler yapması bekleniyor. Ancak henüz ortada fol yok, yumurta yok ama bir sürü senaryo üretilmeye başlandı.

Herkes, kafasına göre -nefsine ve arzularına göre demek daha doğru olur- birilerini AK Parti’den ve devlet kademelerinden tasfiye ediyor. Özellikle İslamcıları tasfiye etmek ve AK Parti’ye, Reis’e belli bir yol haritası çizmek, en revaçta olanı… Bunlar içinde ise en üzücü olanı, kendini zorla bu cenahın içine atıp Müslümanların sözcüsü gibi gösterme gayretkeşliğine soyunmuş gazeteci kılıklı kişilerin; bu davanın çilesini çekmiş, zor zamanlarda elini değil tüm vücudunu taşın altına koymuş kişileri çeşitli şekillerde yaftalayıp denklem dışında tutmaya çalışması…

Bizler de AK Parti’de ve devlet kademelerinde bir temizlik ve öze dönüş bekliyoruz. Yalnız bizim beklentimiz, onlarınkiyle tamamen zıt… Biz AK Parti’yi ve Reis’i, işlerini ve şanını yürütmek için kullanan, zor zamanlarda ortalarda görünmeyen, İslamsız İslamcılık yapan kişilerden AK Parti’yi ve ülkeyi kurtarmak gerektiğini düşünüyoruz.

Ak Parti içinde her türlü makam ve mevkii görmüş, partide makam ve mevki sahibiyken herkesten çok AK Partili olmuş; makam ve mevki gidince ortalıkta görünmeyen, hiç risk almayan, kendi üzerine kurulan fitneye set çekmeyerek karşı cenahta yer alan ve hep pusuda bekleyen tiplerin tasfiye edilmesini bekliyoruz. Dıştan AK Partili, içten AK Parti düşmanı olan, pirinç içindeki beyaz taşların ayıklanmasını bekliyoruz.

Kısacası İslamcıların değil de isyancılar ve istismarcıların tasfiyesini bekliyoruz.