Tane tane anlatıldı…
Şehitler nerdeyse uyanıp anlattı…
Bir millet hepimiz için bir vatan kazandı…
Kalbi katılaşmış taştan insanlar bir türlü anlamadı…
Anlamaktan kaçtı…
Anlarlarsa insan olacaklardı…
Milli ve yerli olacaklardı fırsat kaçtı…
Tüm dünyanın gözleri önünde koca cihan devleti bir işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı…
Kimi zalim devletler sevinç çığlığı attı, kimi Arap devletler belki para yardımı bile yaptı…
Bir devlet, bir vatan elimizden kayacak, müstemleke olacak, özgürlük yok olacaktı…
Allah ve millet galip geldi olmadı…
Dünya duydu, gördü, kimileri ibret ve hatta ilham aldı…
Direncimizden, asaletimizden, mücadelemizden dünyaya şahsiyet yayıldı…
Ancak bu ülkenin ekmeğini yiyen kimileri değil anlamayı, değil canları acımayı, şehitlerimizle alay geçtiler…
Şehitlerin destanına palavra dediler…
Milletin kahramanlığına “Tayyip’in kahramanları” dediler…
İnsan kalbine aykırı ne varsa işte öyle alay ettiler…
Öyle vatansızlık hastalığına bulaşmışlar ki sözlerini çekinmeden söylediler…
Zehirli bir yılan kusmazdı o kadar zehri onlar kustular…
Şanlı milletin şanlı direnişine pabucumun destanı diyecek kadar bu milleten sonsuza kadar koptular…
Devletin gizli bilgilerini, mahrem görüntülerini basına sızdıran hatta batıya peşkeş çeken milletvekili vatan haini hukukun önünde mahkûm edilip içeri tıkıldı diye yürüyenlerin bu aziz milleti anlamsını beklemiyorduk…
Lakin adalet diyecek yüzlerinin de olmaması gerekiyordu…
Öyle ya adalet bir söz adı değildir, adalet adalettir…
Zalime adalet mazluma zulümdür…
Zira kalpleri hep Yezid’den yana olanların “adalet” demesi timsahın yemini yedikten sonra ağlaması gibi…
Vatan işgal edilmek ile karşı karşıya kalmış….
Bir millet kanıyla vatanını sulayıp vatan yapmış…
Bayrağına sarılıp şehadete yazılmış…
Hazırlıksız bir millet bir vatan kazanmış…
Adalet diyen Kılıçdaroğlu cuntacı, işgalci askerin tankları çekip yol vermesi ile sığındığı belediye başkanının evinde kahvesini yudumlarken adaleti nerdeydi…
Mazlum milleti acımasızca şehit eden tanklar niye hep CHP’ye selam verirdi…?
Ve yine selam verip yol verildi…
Benzin, makarna, bankamatik kuyruğuna girenler kalkıp milletin zaferine “tiyatro” diyor ya…
İşte adaletin acıyor kalbi…
Yeryüzünün onları taşırken bile sızlıyordur muhtemelen yüreği…
Bakın ey bu vatanın yabancıları…
Bakın ey bir asır boyunca ülkemize çöken işgalci zihniyet…
Bakın ey vatanımızı içeriden çökertmek için Bizans’ın içimize bırakıp gittikleri…
Bedenine otuz kurşun yemiş Ömer Halisdemir mi tiyatrodan şehit oldu?
Sayın Cumhurbaşkanımızın kadim dostu, yol arkadaşı, sırdaşı Erol abi evladı Abdullah’la zırh deliciler ile tiyatro icabımı şehit oldu? Tabii ya Sayın Cumhurbaşkanı Erol kardeş benim için bu akşam evladınla şehit ol demişti tiyatrodan onlarda şehit olmaya gitti…
Öyle ya hepsi bir oyundu…
Askerimiz bize kurşun sıkmaz diyen önde yürüyen yaşlı dede tiyatrodan şehit düştü…
Bir birini tanımayan iki yüz elliye yakın şehit bir biri ile haberleşmiş, gazilere haber edilmiş hatta metinler birkaç ay önceden ezberletilmiş, atılacak sloganlar bile tiyatro gereği öğretilmiş…
Tankların altına koyulacak taşlar hazır edilmiş…
Sabaha nişanı olacak genç adam nişanlısına bekleme bir tiyatrodayım belki gelemem demiş…
Gölbaşında özel harekât bombalanırken…
Eriyerek şehit olanların eriyen silahları bile tiyatro icabı olmuş…
Gökten zalimler bomba yağdırırken…
Havalimanından kontrollü bir şekilde çıkan zat kontrollü darbe diyerek zilletin nelere gebe olduğunu ortaya koymuş…
Halk şehit edilirken, bedenleri tanklar ile ezilirken, ana muhalefet lideri çok güzel ağırlayıp yollanıyor bu acımasız tiyatroda…
Nasıl ama?
Her şey o işgal gecesi bir bir hazırlanmış tiyatroydu ya…
Buna inanmışlardı ya…
Kafalarına bu kazınmıştı ya…
Bu milletin vatan diye sancak diye, ezan diye derdi yokmuş ya..
Hepsi hepsi bir oyunmuş ya…
Gidip dönecekleri ötelere biraz takılıp gelecekler zaten hepsi geriye…
Zira oyun bitince çıkıp gelecek hepsi geriye…
Öyle bir hastalık ki yalanlarına inanır olmuş hepsi…
Dünya mazlumlarının her daim umudu olmuş işgal edilmek istenen vatanımıza geçit vermeyen yaralı hüzünlü bir millete minnettar olmak yerine iftira eden şeytanın taraftarları…
En az Pensilvanya’daki şeytan kadar şeytanlaşmışsınız…
En az onlar kadar ruh hastasısınız…
Onlar gibi kandan ve kinden varlıklarısınız…
Tankların param parça yaptığı bedenleri görmeyen kalplerinize artık dünya gelse bir şey yapamaz…
O şehit annelerinin ağıtları bile sizi eritmediyse sizi söz işlemez…
Bu ülkenin asıl sahiplerinin iş başında olmasına duyduğunuz kini anlıyoruz…
Kabul dile kolay bir asır işgal ettiğiniz vatanımızı sizden geri alan millete de kin biliyor tahkir ediyorsunuz…
Ancak bari bu kadar alçak olduğunuzu ifşa etmeden bu kadar çukurlaşmadan yapın…
Biz sizi biliyoruz…
Biz sizi tanıyoruz…
Bilecek sizi bilemeyenlerde tek tek…
Vatanımızda yabancı olduğunuzu öğrendi öğrenecek olanlar…
Kimin adamı, kimin taraftarı olduğunuz artık hakikat kadar gerçek…
Evet o gece bir vatan kazandık sizin anlayamayacağınız bir ilahi güç ve iman ile…
Ve artık asla asla vermeyiz kimselere…