Ölüm… Hepimizin er ya da geç yüzleşeceği mutlak bir gerçeklik. Peki, ölüm sonrası ne olacak? İslam bu konuda net: Haşir, yani ölümden sonra bedenen ve ruhen diriliş. Ancak dikkat edin, burada bir ayrım var. “Biz, Müslümanlar olarak sadece ruhen değil, aynı zamanda bedenen de dirileceğimize inanırız. Buna haşr-i cismanî denir.” İşte bu nokta, bizim inancımızın temeli. Bu dünyada misafiriz ama asıl yurt ahiret.
Bakın, “Cenab-ı Hak, kâinatı bir ağaç gibi yaratmıştır.” ve bu ağacın en mükemmel meyvesi insandır. İnsan, hem bu dünyada hem ahirette bir düzenin parçasıdır. Beden, ruh ve akıl bir bütündür. Ancak bugün bakıyoruz ki insanlık bu bütünlüğü kaybetmiş, her şey mekanikleşmiş. Ölüm ve sonrasını unutmuşuz. Tüm çabalar, bu dünyayı daha konforlu hâle getirmek üzerine kurulu. Hâlbuki gerçek soru şu: Beka, yani kalıcılık, ölümsüzlük nerede?
Bir arkadaşımın eşini kaybettik geçenlerde. Kalp krizi, 46 yaşında bir ölüm. Cenaze için Mersin’e gittim. Annesinin feryadı hâlâ kulaklarımda. İşte burada insanın gerçek doğası ortaya çıkıyor: Kimse yok olmayı kabullenmek istemiyor. Neden? Çünkü insan beka istiyor. “İnsan, sahip olduğu nimetlerin, varlığının devamını istiyor.” Bu, sadece insana ait bir özellik değil, tüm yaratılışta var olan bir istek.
Bunu bir düşünün: Allah, her yaratığa bir potansiyel vermiştir. Tohum bitki olmak, çekirdek meyve vermek, yumurta kuş olmak ister. İnsan da ebediyeti ister. Bu isteği veren kim? “Allah, insanın bu fıtri arzusunu mutlaka karşılayacaktır.” Bu yüzden haşir, sadece bir teolojik mesele değil, aynı zamanda insanın doğasına yerleştirilmiş bir hakikattir. Ama bu müjde herkes için mi? Hayır! Allah’ın rahmeti ve ebediyeti sadece müminler için. Müminler, imanları sayesinde Allah’ın rahmetiyle karşılaşacaklardır. Diğerleri ise maalesef bu büyük rahmetten mahrum kalacaklardır.
İslam, bu meseleyi çok net ortaya koyar. “Kur’an-ı Kerim’in dörtte üçü haşir meselesini ders verir.” Çünkü ölüm sonrası diriliş, sadece bir inanç değil, insanın varoluşsal bir ihtiyacıdır. Bu yüzden, Allah’ın adaleti ve rahmeti haşirle tecelli edecektir. Ve o gün geldiğinde gerçek daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Sonuç olarak haşir haktır. Müminler için sonsuz rahmetin kapısı açılacak, inanmayanlar ise o kapıdan mahrum kalacaktır. İnsan, beka isteğiyle yaratılmıştır ve Allah’ın vaadi olan haşir, bu isteği karşılayacaktır.
Selam ve dua ile
Fiemanillah.