Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Orman Grubu içinde iki ana hizmet birimi mevcut. Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü.
Tabiatın korunmasına yönelik politikalar geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmak, korunan alanların tespiti, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve biyolojik çeşitlilik ile av ve yaban hayatının korunması, yönetimi, geliştirilmesi, işletilmesi ve işlettirilmesini sağlamak Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında.
Ormanların Korunması, geliştirilmesi, işletilmesi, ıslahı ve bakımı, çölleşme ve erozyonla mücadele, ağaçlandırma ve ormanla ilgili mera ıslahı konularında politikalar oluşturulması amacıyla çalışmalar yapma görevi ise Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nde.
Yetkililer, 2011 yılındaki yapılanma ile Orman Genel Müdürlüğü yönetsel olarak bütün yükü taşrada orman işletme şefinin çektiği ters piramit şeklinde bir yapıya dönüşerek hantal, etkin olmayan bir organizasyona dönüştüğüne dikkat çekiyorlardı.
Şimdi yeni bir yapılanma taslağı ile Orman Bakanlığı’nın orman hizmetlerindeki yukarıdaki iki genel müdürlüğü kapatılarak tüm görevlerinin OGM ye devrine hazırlanıyor. Böylece Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün tüm görevleri yine Orman işletme şeflerinin sorumluluğuna verilecek.
Bir zamanlar müstakil Orman Bakanlığı’nın altındaki bu görevlerin tamamını, Orman Genel Müdürlüğü’nün yapması beklenecek.
Özetlemek gerekirse, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, 2011 yılında taşra teşkilatı Orman Genel Müdürlüğü’ne devredildikten sonra adeta bir Enstitü gibi çalışarak, hiçbir kurumun üstlenmediği sel, heyelan, çığ kontrolü, taş-kaya yuvarlanmaları vb. gibi birçok konuda ülkemizin otorite haline gelmesini sağlamıştır. Akademik seviyede çok küçük bir mikro havzanın sadece o anlık erozyon durumunun ortaya konulması için doktora tezleri yapılırken, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü kendi ekibi ile hiçbir kurum ve akademik camia tarafından yapılamayan ve ülkemizin çok büyük bir eksikliği olan erozyon izleme sistemlerini dinamik olarak kurmuştur.
Yine ülkemizdeki çölleşmenin izlenmesi gayesi ile de ulusal bazda Çölleşme izleme sistemi bu genel müdürlük tarafından kuruldu. Toprak organik karbonu izleme sistemi ve havza izleme/değerlendirme sistemleri ilk defa yine Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirildi.
Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’ne 1998 yılında taraf olan ülkemiz bu kapsamda 2015 yılında Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü’nün organizasyonu ile Çölleşmeyle Mücadele Taraflar Konferansı’nın 12.’sine başarılı bir ev sahipliği yaptı. Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı (2015-2023) yürürlüğe girdi.
Ayrıca çölleşme ve erozyonla mücadele konusunda pek çok ülke ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla ortak büyük projeler yürüten, 800’ün üzerinde yabancı uzmana ülkemizde eğitim veren ve Birleşmiş Milletler’in örnek gösterdiği ve daha fazla yetki verilmesi gereken bu genel müdürlüğün kapatılmasının düşünüldüğünü anlamış değilim.
Tüm tarafların karşı çıkacağı, istişare edilmeden tek taraflı ortaya konulan ve Cumhurbaşkanlığı’na gönderilen bu taslak metinle düşünülen yapılandırma önerisi maalesef Türkiye ormancılığını 1960’lı yılların öncesine götürecek diye düşünüyorum.
Selam ve dua ile…