Terör örgütleri İHA’dan Gizlenme, Hayatta Kalma Rehberi dağıtıyor.
Hızlıca kuşbakışı bir bakalım rehbere.
Şöyle başlıyor;
“İHA, kilometrelerce yükseklikten insanları ve araçları tespit edebilen güçlü kameralarla donatılmış araçlardır.
Çoğu İHA, ileri bakışlı kızıl ötesi sensörleri de denilen kızıl ötesi gece görüş kameraları ile donatılmıştır.
Bu araçlar gece veya gündüz, çok uzak mesafeden insansı ısı işaretlerini algılayabilirler.”
Bunlar da İHA’dan saklanma yolları;
“Gündüz Kamuflajı: Binaların veya ağaçların gölgesinde saklanın. Doğal kamuflaj olarak yüksek ormanları veya gizleme ağları kullanın.
Gece Kamuflajı: Binaların içinde veya ağaçların ya da yeşilliklerin içine saklanın. El feneri veya uzak mesafelerde bile araç ışıklarını kullanmayın.
Isı Kamuflajı: Geceleri bir uzay battaniyesini kullanmak kızıl ötesi detektörlerinden size koruyabilmektedir.
Kablosuz İletişimi Kesme: Cep telefonu kullanımı GPS tabanlı iletişim sistemlerini kullanmak sizin yerinizi açığa çıkarabilir.
Ayna veya cam gibi yansıtıcı kullanma: Bunları araç üstlerinde veya bina tepelerinde kullanmak İHA kameralarını yanıltabilmektedir.
Sahte hedefler: İHA keşiflerini yanıltmak için mankenler veya insan boyutunda kuklalar kullanın.
İHA’ları hacklemek: İHA'ların veri bağlantısını karıştırarak İHA’nın kontrolüne müdahil olabilmektedir. Veri bağlantısı her zaman olmamakla birlikte bazen deşifre edilebilmektedir.
Önleme: Karmaşık bir yöntem olarak İHA sinyallerini engellemek için bir uydu çanağı veya TV anteni ile sky grabber yazılımını kullanmaktır.
Karıştırma: Değişik frekanslarda veya frekans paketlerinde yayın yapmak İHA operatörü ile İHA arasındaki bağlantıyı koparabilmektedir.
GPS Aldatmacası: Küçük taşınabilir GPS vericileri sahte GPS sinyalleri gönderebilmektedir ve İHA’ları aldatabilmektedir.”
Ne gerek vardı ki bunlara…
“Bayraktar yapmışlar diye zannediyorlar ki süper güç oluyoruz. Yaptığın bir tane helikopter, bir tane uçak. Uçak dediğim de küçük bir şey…” diye ekranlarda arzı endam eden Levent Gültekin’in bu konuşmasını dağıtsalardı ya!
“Uçak dediğin de küçük bir şey…” ifadelerini okuyan teröristte korku filan kalmazdı.
Halk TV muhabiri Murat Ağırel’in itiraf gibi konuşması vardı bir ay önce;
“Liv’den Kiev’e geçerken 63 tane kontrol noktası var. Oralardan geçmenin kilit anahtarı çok samimi söyleyeceğim size, Türk’üm dediğiniz zaman ‘ooo Bayraktar’ diyorlar hemen. Şaşırıyorsunuz. Tabi insan gurur duyuyor bununla. Ukray’ya girdikten sonra ise her sınırda güvenlik görevlisi hem çok seviniyor Türk olduğunuza hem de Bayraktar’ı soruyorlar size.”
20 gün önce de İsmail Saymaz’ın itirafları vardı;
"Türk olduğumuzu duyunca ‘Bayraktar’ diyorlar. Ben bunu ülkemizdeki iktidar yanlısı medyanın büyüttüğünü düşünüyordum. Lviv'de bir çevirmede polise denk geldik. Dedi ki, “Bizim başka bir silahımız yok.” Bu da tuhaftı doğrusu."
Ukraynalılar kadar kadir kıymet bilmeyenlerin, bunları itiraf etmeleri için savaşı bizzat yaşamaları, görmeleri gerekiyormuş…
Ateistlik uçak sallanana, muhaliflik savaş görene kadar…