İbraname, iş hukuku açısından bir işçinin işten ayrılırken başta kıdem olmak üzere ihbar, genel tatil ve yıllık izin alacağı gibi tüm alacaklarını işverenden aldığını, işverenden başkaca bir alacağı kalmadığını dolayısıyla işverenin ibra edildiğini gösteren çalışanın imzasını taşıyan belgedir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nda ibranamenin geçerlilik şartlarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmaz iken Türk Borçlar Kanunu, iş hukukunda ibraname hukuksal bir düzenlemeye kavuşturmuştur. Belirtmekte yarar görülmektedir ki TBK ibraname, genel tanımda belirtildiğinin aksine borçtan vazgeçme, borçlunun borçtan kurtarılmasını değil, aksine borcun alacaklıya ödenmesini ve esasen borcun bir nevi ifa ile sona ermesini düzenlemektedir.

GEÇERLİLİK ŞARTLARI

Yazılı olma şartı

İşçinin işverenden olan alacağına ilişkin yapılan ibra sözleşmelerinin yazılı şekilde düzenlenmesi gerekmekte olup, yazılılık unsuru bir geçerlilik şartı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu itibarla yazılı şekilde yapılmamış olan ibra sözleşmeleri geçerli olmayacak ve yazılı şekilde yapılmayan ibra sözleşmelerine dayanılarak işçinin işverenden başkaca bir hak ve alacağı kalmadığı ileri sürülemeyecektir.

Düzenleme tarihi

İbra sözleşmesinin düzenleme tarihi, geçerliliği açısından önem taşımaktadır. Özellikle iş ilişkisi devam ederken işçiden, işvereni ibra ettiğine dair alınan belgelerin geçerli olmayacağı sabittir. Bu yolla işveren karşısında görece zayıf konumda bulunan işçinin gerçek iradesine uygun olmayacak şekilde iş ilişkisi devam ederken işvereni ibra ederek hak ve alacaklarının kaybına sebebiyet vermesinin önüne  geçilmeye çalışılmaktadır.

İbra sözleşmelerinin geçerliliği için iş ilişkisinin sona erdiği tarihten sonra en az 1 (bir) aylık süre geçtikten sonra yapılmış olması gerekmektedir.

Alacak türü ve miktarı

TBK 420. madde gereğince ibra sözleşmesinin geçerli olması için sözleşme içeriğinde işçinin, işveren nezdindeki alacaklarının tek tek belirtilmesi, işbu alacaklara karşılık gelen ve işçiye ödenecek olan tutarların açıkça yazılması gerekmektedir. Aksi takdirde ibra sözleşmesi geçerli olmayacaktır.

Tutarların ödenmesi

İbra sözleşmesinin geçerlilik şartlarından biri de; sözleşmeye konu edilen alacak miktarlarının tam ve eksiksiz şekilde ve banka aracılığıyla ödenmesidir. Ödemenin banka aracılığıyla ve hak değerinde noksansız şekilde yapılmaması halinde ibra sözleşmesi kesin hükümsüz olarak kabul edilecektir.

TBK’nın 420. maddesi ile ifa ve ibra kavramları açısından bir karışıklık yaratıldığını söylemek yerinde olacaktır. Zira işbu maddeden hareketle işçi ile işveren arasındaki alacak-borç ilişkisini sona erdiren işçinin ibrası değil, işverenin ifasıdır. Ve taraflar arasında yapılacak olan ibra sözleşmesinin ise işçi ile işveren arasındaki borç ilişkisinin sona erdiğini ispatlayan bir belge mahiyetinde olduğunu söylemek mümkündür.

Açıklanan hususlar çerçevesinde işçinin işverenden olan alacağının sadece belli bir kısmının ödenmesine yönelik belgeler kanunda aranan diğer şartları taşısa ve ödeme banka kanalı ile yapılsa dahi ibraname olarak değerlendirilmeyecek işbu belgeler makbuz olarak kabul edilecek ve işçinin işverenden olan alacaklarından ödeme tutarı oranında mahsup edilecektir. İşçi, hak kazanmış olduğu gerçek tutarı işbu ödeme haricinde talep edebilecektir.