Bir adam düşün ki (adam dediğime bakmayın, lafın gelişi öyle), kendi tıynetiyle ilgili en önemli referans, kendi yazdığı bir kitap olsun…
Hani şu, adından çokça söz ettiren, “Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım” isimli itirafname…
Hasan Cemal’den bahsediyorum.
Memleketi yıkıma sürükleyen İttihat ve Terakki’nin meşhur paşalarından “Cemal’ olanının torunu…
Soyadını da ondan almış zaten.
Benzeri diğer paşa torunu yazarlar gibi (Ahmet-Mehmet Altan), Cumhuriyet dönemi elitlerinden.
Her kapıyı açan maymuncuk misali bir formasyona sahip olduklarından her devirde, kendilerine uygun rolleri rahatlıkla bulur ve üstlenirler hep…
Onları üreten ve motive eden güç böyle ister zira.
Memleketi kaosa ve sıkıntıya sokacak işleri tedvirle vazifelidirler.
Hasan Cemal’in sızlayacak bir vicdanı hiçbir zaman olmamıştır.
Sözde özeleştirilerinin hepsi de bir sonraki konumuna geçiş yapabilmesi için üretilmiş suret-i haktan görünmenin argümanlarıdır.
Bu yüzden, Demokrat Parti dönemindeki solculuğu, darbe sonrasında, “Kemalist küçük burjuva” diye tanımlanan Doğan Avcıoğlu ekibine katılıp darbecilik oynaması ve akabinde geçirdiği tüm evreler, bu argümanların makulleştirilmesi sahtekarlığından başka bir şey değildir.
Solculuktan, Kemalistliğe, oradan liberalliğe, sırasıyla faşistliğe, Kürt düşmanlığına, PKK seviciliğine geçişleri, her seferinde tereyağından kıl çeker gibi kolay ve rahat olmuştur.
Sözgelimi 1971 muhtırasından sonra kendisi gibi devrim hayalleri kuran birçok kimse işkence zulmünü tadarken (İlhan Selçuk bile Ziverbey Köşkü’nde işkence görmüştü. Gerçi o sonradan, sırf Tayyip Erdoğan karşıtlığı nedeniyle işkencecilerini affetmişti ya o bahsi diğer), beyimiz tek sıyrık almadan yırtmasını bilmiştir.
Bir süreden beridir “Tayyip Erdoğan düşmanlığı” karargahında gönüllü askerlik yapıyor.
Paralel tezgâhın t24 isimli cephesinde; kin, nefret, utanmazlık, vicdansızlık, hasılı ne kadar şeytani haslet varsa tamamının toptancılığını üstlenmiş durumda.
Bulunduğu bu aşağılık cepheden ha bire ateş edip duruyor.
En son, ağzından köpükler saçarak; “Korkmayın, her fırsatta tekrarlayın: Baş sorun Erdoğan’dır!” diye höykürmüş.
Sebep?
Efendilerinin bir türlü alt edemediği ‘Adam’, asaplarını fena halde bozduğu için.
Diş geçiremedikleri, bütün tezviratlara, kışkırtmalara, tehditlere ve şantajlara rağmen, dimdik durarak oyunlarını bozan bu ‘Adamdan’ nefret ediyorlar!
Evet, şer güçlerin piyonu Hasan Cemal, “her fırsatta tekrarlayın” diyerek kendi açılarından meselenin ehemmiyetine vurgu yapıyor.
Öyleyse, bu şer güçlerle mücadele azmindeki herkes, aynı kararlılıkla, bu ahlâksızların tam karşısında ve Reis’in tam yanında, dimdik ve esaslı bir duruşla durmak zorundadır.
Zira boşa çıkarttığı her hesabın sonrasında, kelimenin tam manasıyla kuduran, İslâm ve memleket düşmanlarının boy hedefindeki bu oyun bozan ‘Adam’ın şahsında Türkiye, son kaledir.
Onlar, saldırmaktan bıkmıyorlar ise biz de savunmaktan bıkmayacağız!
Euzubillahimineşşeytanirracim!..