Yine Türkiye düşmanı güçlerin taşeron örgütü PKK, yine Suriye’nin kuzeyinden sızma girişimi ve yine küffara geçit vermeyen kahramanlar…
TSK’nın ‘Pençe’ operasyonları 2019 yılında başlamıştı.
Amaç, Suriye’nin kuzeyinde Amerika güdümündeki bir kukla PKK devletinin kurulmasını engellemekti elbette.
‘Pençe-Kilit’ harekâtı ise 2022’nin nisan ayında başladı.
Binlerce tır Amerikan silahıyla teçhiz edilen PKK/YPG unsurları o günden bu yana bin 500 civarında kayıp verdi.
Kayıplarla ilgili ne Amerika ve İsrail ne de diğer Batı ülkeleri hiçbir şey yapamıyordu.
Düşünün, o süreçte Türkiye neredeyse hiç şehit vermiyordu.
Ne zaman ki Türkiye aleni bir biçimde Gazze’yi destekleyip Hamas’ı resmen ‘mücahit grup’ olarak niteledi; işte o zaman İsrail ve Amerika teçhizat noktasında donattıkları terör örgütünün bu kez üniformasını giyerek sahne aldılar.
12 şehit verdiğimiz 23 Aralık’taki sızma girişimi Türkiye’ye yönelik bir mesaj niteliği taşıyordu.
Havanın hayli ağır olması, sis ve pus nedeniyle görüş mesafesinin 5-10 metreye düştüğü bir vasatta saldırıya geçen düşman güçler, bütün olumsuz şartların rağmına olağanüstü bir dirençle karşılaşmış ve önemli telefat vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı.
Dünyadaki hiçbir ordunun cesaret edemeyeceği bir operasyonun altına imza atan TSK, 12 şehit vermiş lakin geçit vermemişti.
Geçtiğimiz cuma günü (12 Ocak) aynı yöntemi bir kez daha denedi düşman güçler.
Hava şartları yine hayli ağırdı, yine kesif bir sis vardı ve yine görüş mesafesi birkaç metreye düşmüştü.
Bu sızma girişimine de mukabelede bulunup kahramanca püskürten askerimiz bu sefer dokuz şehit vermişti. Akabinde yapılan karşı operasyonlar neticesinde (bu yazının kaleme alındığı saatlerde), 57 haini telef etmişti.
Mezkûr sızma girişiminin zamanlaması da hayli manidardı elbette.
Birkaç gün önce Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik orantısız saldırısını eleştirmiş ve çok net ifadelerle Yemen’e açık desteğini beyan etmişti.
İşte bu kez, bu desteğe cevap mahiyetinde karşı saldırıya geçiyordu Amerika…
Dikkat buyurun, yaklaşık iki yıldan beri devam eden Pençe-Kilit operasyonlarında Amerikan uşağı PKK’lı güçler bin 500 telefat vermiş ve kesinlikle mukabelede bulunamamıştı.
Operasyon yeteneği neredeyse ‘sıfır’ olan bu kukla askerler, değme orduların bile cüret edemeyeceği ‘sızma’ harekâtına hangi güçle ve imkânlarla tevessül edebildiler sahi?
Evet, doğru tahmin ettiniz!
Tabii ki sızmaya çalışan YPG üniforması giymiş Amerikalı askerlerdi!
Nitekim ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanının başkanlığında yapılan ‘Güvenlik Toplantısının’ ardından şu açıklama ile esasında kiminle savaşıldığı açıkça deklare ediliyordu.
“Nerede bir terör tehdidi varsa arkasında kim olduğuna bakmadan, kalıcı olarak imha etmek temel önceliğimizdir. Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu üstlenen bölücü alçaklardan döktükleri her damla kanın hesabı misliyle sorulmaktadır ve sorulacaktır!”
Aslında herkes, gerçeğin ne olduğunun gayet iyi farkında...
Saldırıyı Amerika ve İsrail’in tertiplediğini ve Amerika'nın donattığı teröristlerin PKK’lı olduğunu herkes biliyor.
Yine herkes, bu sıralar adına DEM diyen partinin PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu biliyor.
Herkesin tüm çıplaklığı ile bildiğini tabii ki CHP de biliyor lakin Amerika’dan aldıkları talimat gereği, bu partiyle demlenmeye mecbur ve mahkûmlar!
İşin tuhafı ne biliyor musunuz?
Bu örgütü, partisini ve yandaşlarını koruma altına alan bir AYM var ve bu yüksek mahkeme, her vesile ile anılan şer odağını kollamaktan imtina etmiyor.
Durum ne yazık ki, bu!
Türkiye sadece dıştan gelen saldırılarla değil, içten örgütlenen ihanetlerle de eş zamanlı olarak mücadele vermeye devam ediyor.
Ülkemizi yakıcı ve yıkıcı bir savaştan korumaya çalışan iradeye selam olsun!