MHP’de devam eden parti içi çekişmeler son kerte de mahkemeye yansıdı. Ve çıkan sonuç muhaliflerin arzu ettiği şekilde oldu. Olağanüstü kongre talebi haklı bulundu. Şimdi Yargıtay’ın vereceği karar bekleniyor. MHP’de ki bu sıkıntılı süreç, yutturulmaya çalışıldığı gibi bir parti içi demokrasi yada yenilenme arayışı falan değildir. Bir siyasi mühendislik çabasıdır. Bir dizayn operasyonudur. Bahçeli üst üste seçim kaybetmiş ve başarsız olmuş bir lider. Siyasetin doğası için de, demokratik teamüller gereği istifa etmesi doğal bir tutum olurdu. Ancak aksi yönde oldu. Fakat Bahçeli hala bu partinin seçimle başa gelmiş lideridir. Bu dizayn operasyonunda nihai hedefi durumundadır. Peki Bahçeli neden hedefte?

Devlet Bahçeli en hassas ve kritik durumlarda verdiği karar ve ortaya koyduğu duruşla birçok tezgahın bozulmasında etkili bir rol oynamıştı. Bazılarını farkında, bazılarını da farkında olmayarak. Bahçelinin en önde gelen meziyeti, en sıkıntılı süreçlerdeki sağduyusu ve milli duruşu. İşte bu duruş Bahçeli’yi hedef tahtasına oturttu.

Bahçeli, 2001’de koalisyon ortağı iken aldığı ani bir kararla hükümeti seçime götürmüş ve ülkeyi karanlık bir dönemden kurtarmıştı. 7 Haziran seçimleri sonrası da  bence farkında olmadan büyük ve karanlık bir senaryonun hayata geçmesini engelledi. MHP ve Bahçeli’ye yönelik bu siyasi operasyon’un arkasında paralel yapının olduğu zaten su götürmez bir gerçek. Aynı yapı bir kaset operasyonu ile önce CHP’yi sonra da MHP’yi allak bullak etmişti. CHP bir nokta da bu kumpasa yenik düşse de, Bahçeli bir direnç göstermiş ve daha fazla zarar görmeden geri püskürtmeyi başarmıştı. 7 haziran seçimleri öncesi hem siyasi hem de bazı medya odakları ile ittifak halinde HDP’ ye oynayarak barajı geçmesini sağlayıp, AK Parti’yi iktidardan indiren bu operasyonel birim, şimdi de Bahçeliyi devirerek MHP’yi ele geçirmeye çalışıyor. Gerçekleşmesi halinde bu MHP’nin sonu olabilir. Zira CHP hala iflah olabilmiş değil. Kılıçdaroğlu’na karşı bir kongre çağrısı ve mahkeme başvuruları olmadığı için durum stabil. Kılıçdaroğlu’nun politikalarına bakarsak, buna zaten gerek duyulmadığını görürüz.

Çok yönlü bir siyai dizayn operasyonu bu. Bir taraf da terör örgütü, diğer tarafta paralel yapı ve uluslararası güçler arasında mutlak bir işbirliği var. 2010 ‘da bir kaset operasyonu ile başa geçen Kılıçdaroğlu önce devrimci Kemal oldu, sonra Gandhi Kemal. MHP genel başkanlığına oynayan Akşener içinde Asena Meral deniyor. Tansu Çiller’in içişleri bakanı Meral Akşener. Bakanlığı döneminde ki  faili meçhulleri, işkenceleri, sıkan da yiyen de şerefli insanlardır günlerini başka bir yazımda uzun uzun anlatırım. Şuan kafam başka bir konuyla meşgul. Gandhi Kemal, Asena Meral vay babam vayyyy!!!