Duydunuz değil mi, kimi sinemacı, oyuncu ve senaristler de o ihanet belgesine imza koymuşlar.

Duydunuz değil mi, devletin teröristlere karşı giriştiği süpürme operasyonunda, PKK’nın yanında saf tutmuşlar.

Duydunuz değil mi, ihanet şebekesi genişledikçe genişliyormuş.

Aynı aydın, sinemacı, oyuncu, senarist güruhu, Gezi kalkışmasında da ön saflarda yer almamış mıydı? Hatırlıyorsunuz değil mi, ülkeyi yüz elli milyar zarara uğratmamışlar mıydı?

Zaten kimisi, millet iradesinin tokat gibi yüzlerine çarpmasıyla birlikte, “içeriğini okumamıştım, haberim yoktu” bahanesiyle, imzasını çekmeye başladı bile. Ey halkım! Bunlar var ya bunlar, Tayyip düşmanlığı, memleket düşmanlığına dönüşmüş, bir avuç aydın(!) azınlığından öte geçmeyen ihanet şebekesidir. Gör bunları. Ateşleri de ancak cürümleri kadar yer tutan bu zavallıları unutma.

“İçeriğini okumadım, haberim yoktu” açıklaması da, içine düştükleri çukurun ne kadar kirli olduğunu gösterdi bize.

Be hey müsveddeler! Be hey cahiller! Be hey beyni işgal edilmişler! Okumadan bir belgeye imza koyacak kadar cahildiniz meğer, ne diye üniversite kadrolarını işgal edersiniz peki? Ne diye o güzelim, aydın kavramına bürünürsünüz? Yakışıyor mu size aydın kavramı?

Yıllar boyu sanatı, kültürü, edebiyatı, sinemayı da kimlerin temsil ettiğini görmüş olduk böylece. Hani şikayet ediyorduk ya, “bu filmleri kimler yazıyor, tamamen Müslüman Türk ahlakına aykırı şeyler” diye, işte, o kirli zihniyet bir bir ortaya çıkıyor şimdi, değil mi? Seneler boyu bu milletin çocukları, aileleri, bu kirli zihniyetin kaleminden çıkma şeyleri seyretmiş demek ki?

Burdan TRT’ye ve muhafazakar TV sahiplerine sesleniyorum. İhanet belgesinde imzası olanların ne senaryolarına, ne yapım şirketlerine, ne de oyuncularına iş vermeyin. Üniversite rektörleri, sizlerde derhal bu aydın müsveddelerinin sözleşmeleri fesih edin. Her şeyi Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’ndan beklemeyin kardeşim. Biraz da siz elinizi taşın altına koyun, risk alın.

Gör ey halkım! Gör bu terör sevicileri! Her şey gözlerinizin önünde yaşanıyor. Olanlara bakıp da şaşırma sakın! Kafan karışmasın! Dünü, Abdülhamit dönemini okumaya, anlamaya çalış sadece. Çalış ki, bugünkü ihanet şebekesini göresin.

Ey halkım! Her şey sende bitiyor. Her şey senin iradende gizli. Senin vatan, ümmet kaygın, kimi işbirlikçi, müstemleke aydınların kirli zihniyetinden daha değerli. Biliyorduk, bir kez daha gördük.

Şahit olduğun aydın(!) bunalımı, ne yazık ki Türkiye gibi zihinsel işgalden kurtulmaya çalışılan memleketlerin tümünde görülen bir hastalık. O aydınlar var ya aydınlar, kendi menfaatlerini, memleket menfaatinden üstün görenlerdir ancak.

Gör ey halkım! Senin zihnin, senin vatan kaygın, senin ümmet bilincin, kimi aydınların ufkunun fersah fersah ötesinde.

Şu anda, ancak üçüncü dünya ülkesinde görülebilecek bir ihanetle karşı karşıyasın, bil.

Tarih oku, geçmişini, nerelerden bugüne geldiğini bil. Tarih oku ki, beynin rahatlasın, ihanet şebekesini anlasın. Göreceksin ki bu müsveddelerle ilk defa karşılaşmıyorsun? Bu acı manzarayı ilk defa yaşamıyorsun. Ey halkım! Hatırlasana, milli mücadeleyi kim yaptı? Bir top güllesini, çocuğunun canından daha aziz bilen halk mı, yoksa, çaresizliğin pençesine düşüp, İngiliz,ABD mandacılığı peşinde koşan aydın müsveddeleri mi?

Kim?!

Şu acı gerçek otaya çıktı değil mi; müstemleke memleketinden çıkmak için aydın(!) kafasına değil, memleket kaygısındaki sana ihtiyaç varmış.